T'araf | Gizem Çavuşoğlu

Administrator tarafından yazıldı. Aktif .

T’ARAF

Önce bir özürle başlamalıyım sanırım sözlerime… Özür dilerim… Sözde bölücüleri kınarken, onlara maşa olduğumun farkına bile varmamıştım daha düne kadar. Mantıksızdı çünkü. Onlar hatalıydı biz doğru, onlar yıpratıyordu biz düze çıkarıyorduk, onlar bölüyordu biz biriz diyorduk, onlar kötüydü biz iyi… Açıkçası insan yanılabiliyor. Doğru bildiğin, doğru olmayabiliyor.

Önce doğrularımı sıralamalıyım... Bana göre doğru olan saygı duymaktı. İnsanı ne olduğu, nasıl olduğu için değil sadece insan olduğu için sevmekti. Birlikti, beraberlikti. Doğru bildiğinden caymamaktı, savaşmaktı doğruları uğruna... Düne kadar bunları düşünürken, çok fırsatım oldu düşüncelerimi yıkıma uğratmak için. Saygı duyduğum değerleri nasıl yozlaştırdıklarını gördüm. İnsanı bölge bölge, il il, sınıf sınıf, beden beden, hücre hücre nasıl böldüklerini gördüm. Birlik kavramının ne demek olduğu yani aslında bizi nasıl parça parça böldüklerini gördüm. Doğrularımın, insani değerlerle savaşını izledim göz göre göre… Sonra bir baktım ki; doğru bildiğim koca bir yalandan ibaret. Bir baktım ki; aslında bir bakmıyormuşum olanlara, baktırıyorlarmış… Ve sonra dedim ki kendime; insanları yüzdelik dilim olarak gören bir düşünceyle aynı safta savaşamazdım ben. Bu en azından hala sağlam temelleri olan doğrularıma aykırıydı. Savaşmak kelimesi biliyorum hoş değil, merak etmeyin zaten benim dilimde onlarla bir değil.

Bizi sokakta, okulda hatta evlerimizde bölmeye çalışan zihniyetler başarılarını zevkle izlerlerken, ben evimde yansız zannedip okuduklarımla bileniyordum. Bilendikçe bilendim ve zamanla gördüm ki, bizi bileyenler köreleceğimiz günü bekliyorlarmış esasında… Şahısları ilahlaştıranlara kızarken, yanımdakilerin de onlardan farksız olmadıklarının farkına vardım. Körü körüne inanmak, araştırmadan bağlanmak, temelsizce yapı kurmak bana göre değildi. Bu düşüncelere varana dek, çok insanla konuştum. Bizi taraf taraf ayıranlar sayesinde insanları taraf taraf dinleme olanağım oldu. Sonra bir baktım ki; her taraf, bertaraf… Okuduğum kitapları bir köşeye bırakıp, bir  de diğer t’arafları okudum. Gazeteler zaten koca bir yıkım… Medya yerle bir… Sosyal medya uyandırıyoruz ayağına rant peşinde... Halksa kime, neye inanacağını şaşırmış… Kimileri üzerlerine bir yan giymiş, kimileri sadece izlemeyi seçmiş, kimileri olanlara üzülüyor, kimileri dur demek için elinden geleni yapıyor, kimileri ise bize bir “taraf”larıyla gülüyor… Önce evde başladı kavga; kalabalıktık ve bir düşünmüyorduk. Sonra okulda; sevdiğimiz insanlardan, dostlarımızdan, arkadaşlarımızdan ayırdılar, böldüler bizi bir bir… Sokaklar zaten çıldırmış gibiydi…

AnchorDerken ne olduğumuzu bile anlamadan bilinç altımıza işlemişlerdi taraf olmayı. En kötüsü de birçoğumuz olanlardan zerre fikir sahibi değildik… Beni en çok kızdıran, belki de beni taraf olmaya iten durum buydu. İnsanların bilgisizce, düşüncesizce kendilerini bir oluşun içine atmaları fazlasıyla sinirime dokunuyordu. “Neden oradasın? Sevgilim istedi...” İşte benim kırılma noktam da buydu sanırım. Beni en çok bunlar biledi. Fakat zamanla insanları böyle yargılamamam gerektiğini anladım. Çünkü t’arafında olduğum zihniyetteki insanlarda bu kızdan çok da farklı değildi… Şimdi bunları neden mi yazıyorum? Çünkü ben uyandığıma inanıyorum… Sizin de gözlerini açmanızı istiyorum. Saygılar…

 

K A F A  K A Ğ I D I :

GİZEM ÇAVUSOGLU

Yaşanmışlık yaşından huzur çık tebessüm ekle, biraz acılı baharat, biraz huzurun ensesinde tatlı hayat derken; dünya gâfili, okumada afili bir kulum Rabb'imin sayesinde... Diğer bilgilere gelince şu ölümlü dünyada; 23 Ocak 92 doğumlu, SDÜ Elektrik Elektronik Mühendisliğinde okuyan, İstanbul'da doğan, Rize'de yaşayan vs. bir kulum özünde...

 Paylaş


     Gizem Çavuşoğlu'nun Eski Yazıları

Online dergiler Online dergiler