Borç Batağı ve Büyüme - Ahmet Eren | Makaleler - Kasım & Aralık 2011

Administrator tarafından yazıldı. Aktif .

BORÇ BATAĞI VE BÜYÜME

Maya takviminin son yılı olduğu söylenen 2012’de dünyayı sarsan büyük olayların çıkacağı söyleniyor.

Dünyayı sarsacağına inanılan bu büyük olay kriz ise doğruluğu neredeyse kesin gibi… Önümüzdeki yıl zengin ülke ekonomilerinde ve özellikle Avrupa ülkelerinde ekonomik sıkıntıların ağırlaşarak süreceği çok büyük olasılık.               

Borç krizinin aşılabilmesi için, ekonomilerin büyümeleri gerekiyor. Büyüme gerçekleştiği vakit, borçlar ödenebilecek ve borçların GSYH’ye oranı düşecek, piyasa olumlu seyretmeye başlayacak.

Ancak OECD’nin açıklamış olduğu “Ekonomik Görünüm” raporuna bakıldığında Avro bölgesinin 2012 yılı büyüme tahmini sadece %0.2, buna ek olarak nüfusta yaşanan artış hesaba katıldığında daralma ortaya çıkacak.

Büyüme şart ama aynı zamanda borçların daha da artmasını önlemek için tüketiminde frenlenmesi gerekiyor. Bunun için kemer sıkma politikaları uygulanıyor ancak kemer sıkma politikası uygulandığında hem büyüme hızı düşer hem de durgunluk görülür. Bu durgunluk ise 2103 yılı beklentilerini olumsuz göstergelere çevirecek ve kısır döngü oluşacak.

Borç faizlerinin ödenmesi, bütçe maaşlarına, altyapı yatırımlarına, eğitim ve sağlık yatırımlarına ayrılan parayı azaltacak. Bu süreçte özel sektörde zarardan payını alacak ücret düşürmeye ve işçi çıkartmaya giden yolla sonuçlanacak. Bu sosyal huzursuzluk, kemer sıkma politikalarının uygulanmasını aksatacak.

“Konsolidasyon” sıkça konuşulur oldu. Konsolidasyon borç ödemelerinin ileri bir tarihe ertelenmesi anlamına geliyor. Bu önlem banka bilançolarını olumsuz etkiler ve 2008 Lehman Brothers yatırım bankasının iflasıyla başlayan küresel kriz başına dönülür.

Sıkça dile getirilen bir diğer husus ise; borçların para basılarak ödenmesi yani monetizasyon.  Bu önlemin uygulanmasına izin verilmiyor bazı Avrupa üst kurumları tarafından ama; olur da uygulanması konusunda anlaşmaya varılırsa enflasyon çift hanelere çıkar. Bizim ülkemizin 2001’de yaşadığı enflasyon canavarı kabusunu Avrupa’da yaşar.

Avrupa borç havuzunda boğulmaktan kurtulmaya çalışırken, bu borç krizinin Türkiye açısından riski, durumu nedir?

Öncelikle Türkiye’nin en çok ihraç malı gönderdiği bölgenin Avrupa olduğunu hatırlayalım.

Türkiye, mali ve parasal disiplinden taviz vermeden reformlarını sürdürürse; Avrupa’dan kaynaklanacak olan hasarı asgariye indirecektir. Öte yandan, Avrupa’da ki 140 milyon aile içinden geliri sabit kalan veya azalanlar, alıştıkları lüks yaşamdan ödün vereceklerdir. Alışılan lüks ve pahalı ürünler yerine, kaliteli ama hesaplı olan ürünlere rağbet göstereceklerdir. Bu durumda ihracatımız artış ivmesine geçebilir.      

Avrupa’da ki borç krizi Türkiye için bir fırsata dönüşebilir. Unutulmamalıdır ki her kriz aslında bir fırsattır.

Yazıyı bitirmeden değinmek istediğim bir başka husus büyümeyle alakalı. Yıl bitiminin son ayında 2011 büyüme tahminleri arasında büyük makas fark var. Sanayi üretim endeksinde gerçekleşen olumlu hava, büyüme tahminlerinin artış göstermesini tetikledi.

2011 yılı büyüme tahmini olarak %8’i gösteriyorum.

2012 yılı büyüme tahmini %2’ye kadar geride tutanların düşüncesi; Türkiye ihracatının yarısına yakınını oluşturan AB ülkelerinin borç batağında oluşu. Yukarıda da bahsettim. AB ülkelerinde gelirleri duraklayanlar lüks malları bırakıp kaliteli ama hesaplı ürünlere yönelecek. Türkiye bu pazarı yönetebilecek bir ülke. Bu yüzden Avrupa krizi, bizim ülkemiz için fırsat olduğunu düşünüyorum. Öte yandan iç talep unsurunu da göz önünde bulundurduğumuzda artış eğilimini sürdürdüğünü görüyoruz. Bu göstergeyle beraber büyüme hızının %5 ve yukarısında gerçekleşeceği tahminini yapıyorum.

Yeni yılın, herkese sağlık ve mutluluk getirmesi temennimle…

Ahmet Eren

Paylaş


     Ahmet Eren’in Eski Yazıları

Online dergiler Online dergiler