Çıplak Gecede Yalnızlık - Ümit Rençber | Makaleler - Ekim 2011

Administrator tarafından yazıldı. Aktif .

ÇIPLAK GECEDE YALNIZLIK

Kontrast ayarları yükseltilmiş çıplak bir gecenin içinde yürüyordu öylece. Onu ilk fark ettiğim andan beri takip mesafesini koruyordum. Çünkü yüzünün kutup beyazı tonlarını görmüştüm. Gözlerinin siyahlığı ve büyüklüğü evrenle kapışacak nitelikteydi. O gözlerin bir kere olsun bana bakmasını sağlamak istiyordum. Bir kez olsun erimek... Benim sapık olduğumu düşünmemesi için her şeyi yaparak bir yolunu bulup onunla tanışmalıydım. Bu ancak bir tesadüfle olabilecek bir durumdu. Ve bir tesadüf yaratmalıydım. 

Bu şekilde kara kara düşünüp takip mesafesini korurken arka sokaktan koşarak önüne çıkmak gibi delice bir plan geldi aklıma. Uygulamalıydım. Ve uyguladım da. Diğer sokağın başına ondan önce varmıştım. Ve kafamı uzatıp gizlice bakarak göz kararı bir bakışla; bulunduğum yere ne kadar sürede gelebileceğini hesapladım. Ona göre kendimi ayarladım ve karşısına çıktım.

Çarpıştık. Atom bombası patladı bünyemde, yani onun gibi. Bütün hücrelerim, demirler parmaklarını sallayan suçlular gibi bir sesle ve yıkıntıyla sarsıldı. Ve yemin ederim ki o anda yaşadıklarımız, aynı filmlerdeki gibiydi. Şemsiyem düştü. Onu almak için eğildin. Bende eğildim. Bakıştık bir süre Üstümü silkerek karşısına çıktığımda korkmaması için ve aslında bunun bir tesadüf olduğunu anlamaması için

- Özür dilerim, aslında çarpmak istememiştim.

…dedim elinde şekeri alınan bir çocuğun masumiyetiyle.

- Ben özür dilerim, gerçekten önemli değil
- Kızma lütfen, gerçekten özü... Önemli değil mi? pardon yanlış anladım. tekrar özür dilerim.

Salaklıktı yaptığım heyecandan ne diyeceğini kestiremeyeceğim için kurulmuş bir robot gibi hep aynı şeyleri söyledim.

- Çok özür diliyorsun. önemli değil dedim.

…diyerek hafif bir tebessüm edip gitti.. 

Ve tam bu anda onu durdurmak için bana sufle verecek kimsenin olmaması kaderin p.çliğiydi. Aslında doğaçlama çok iyi yalan söyleyen bir insanımdır. Ama o an dilimin tutulması benim aşık olduğumu gösteren bir durumdu belli ki. İlk görüşte aşk diyeceğim adına ama ileride onunla evlenirsek ve çocuklarımız olursa ve 'senin anan güzel mi' diye söylediklerinde çocuğumuz da 'evet' diye cevap verdiğinde 'belki karanlıkta görmüştür' diye arkadaşına ona cevap verirse... Bunun gerçek olma ihtimali vardı. Ama sen kesinlikle çirkin bir kadın değildin karanlık bile olsa. Yok artık! İnanmıyorum. Neyi düşünüyordum ben böyle? Evlilik mi? Yok artık Ümit delirme…

Burnumun ucunu yalayan rüzgarın nefes alışlarımın hızlanmasında herhangi bir suçu yoktu. Yağmurun da öyle. İki teli kırılmış ve kendine hayrı olmayan bir şemsiye kullanıyordum. Onun şemsiyesi yoktu. Islanmaktan rengi değişmiş bir mont vardı üzerinde. Kollarını birbirine kavuşturmuştu ve çok belliydi ki üşüyordu. Şemsiyeye ikimizin sığmamasının sebebi bir tesadüf değildi, olamazdı da.. İncelik yapmam gerektiği için şemsiyeyi ona vermeliydim. Garipti ve garip kelimesi o durum içinde ikimiz için oldukça garipti. Çünkü çıplak bir gecenin içinde ıslak kıyafetlerimizle iki yalnız olarak yürüyorduk. Evli olabilirdi. Çocuk sahibi olabilirdi. Ya da boşanmış olup da çocuk sahibi olabilirdi. Sevgilisi, nişanlısı, beşik kertmesi, her şeyi olabilirdi sonuç olarak. Ama o gece yalnızdı. Ve yalnızlık kelimesi ilk defa bu kadar hoşuma gitmeye başlamıştı yıllar sonra.

Yan yana yürümeye başladık. Onun ayaklarına göre adımlarımı atıyordum. Ne ilerideydim, ne çok geride. Kollarını iyice kavuşturmuştu. Daha çok üşümeye başlamıştı. Aslında hiç konuşmadan isimlerimizi dahi bilmeden o dakikada sarılabilirdik. Ve sarılmak anlamı sadece bizim için, o geceliğine, -ısınmak, soba- gibi anlamlar içerebilirdi. Çünkü o üşüyordu ve o üşüdüğü için ben dünyayı yakmak istiyordum...

- Devamı Bir Sonraki Sayıda -

Ümit Rençber

Paylaş

Online dergiler Online dergiler