Engelleri Aşmak - Gizem Çavuşoğlu | Makaleler - Temmuz & Ağustos 2011

Administrator tarafından yazıldı. Aktif .

ENGELLERİ AŞMAK

Şimdi size gözlerimizi kapattığımız bir konu hakkında kelam edeceğim. Öncelikle herkesten özür diliyorum. Amacım kimseye ders vermek, kalp kırmak değil. Fakat bu konunun azımsanması, görmezden geçilmesini de istemiyorum. Sadece Türkiye’nin bile 8.5 milyonunu kapsayan bir konu bu.

Sokakta yürürken farkında mısınız bilmiyorum ama benim farkında olduğum ve içimi acıtan bir durum söz konusu. Ülkemizin %10’dan fazlasını içeren ve bizimde sorumlu olduğumuz bir konuda, böylesine bir görmezden gelişin ve yeterli özenin ve alakanın gösterilmeyişi canımı sıkıyor doğrusu. Şimdi eminim ki bu konunun ne olduğunu merak ediyorsunuz. Konu engelliler, ama canımı sıkan; “engelli beyinler”. Hiç düşünmüyor musunuz nerede bu %10? Neden bu kadar az görüyoruz onları biz. 10 kişiden birinin engelli olduğu bir ülkede, sokaklarda, iş yerlerinde neden göremiyoruz biz bu %10’u? Şans bu ya arada çıkıyorlar karşımıza… Biz ne yapıyoruz; bir vebalı misali acıyan gözlerle bakıyor veya bu durumu görüp üzülmemek için gözlerimizi kapatıyoruz. Oysa neden düşünmeyiz; aslında her birimizin birer engelli adayı olduğunu? Sorarım size, kim verebilir yarınınızın garantisini? Yok dimi… Öyleyse neden bu umursamazlık?

Son birkaç yılda bu konu hakkında güzel gelişmeler oldu. Dernekler kuruldu, yardım kampanyaları vs… Hatta meclisteki koltukları bile çoğaldı. Bunlar gerçekten çok güzel gelişmeler. Fakat ben hala sokaklardayım. Nerede bu %10? Neden görmüyoruz biz onları? Bunun birçok nedeni olabilir fakat bence en önemli nedeni; biz, engelli beyinleriz. Şimdi bu konuyu biraz açalım. Malum engelli beyinleriz, anlamak güçleşiyor haliyle…

Bazen iyi olarak bildiğimiz, iyi niyetle yaptığımız şeyler, karşımızdaki için büyük bir kötülük olabilir. Bunu neden mi söyledim? Sokakta yürürken sakat birini görsek, hemen yüzümüzü asar, ona acıyan gözlerle bakarız. Yakınımızsa, fazla alaka ile onu ilgiye boğarız. Aslında normal olarak görünen bu durum, onlara yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. Düşünsenize; engelli sizsiniz. Etrafınızdaki insanlar sürekli size bir yardım etme, alaka gösterme çabasında. Gözlerinde hep bir acıma. Kimi size bakamıyor bile. Ne acı bir empati öyle değil mi? “Ne yani acımayalım mı?” diyor olabilirsiniz. Elbette ki acıyacaksınız. Bu konuya üzülmemek insanlık dışı olurdu zaten. Fakat bu acıyı içinizde yaşamalısınız. Zaten onlar yeterince acı çekiyorlar. Birde bu bakışlar… Yapmayın onlara bunu lütfen. Onlara bu durumun normal olabileceğini, aslında hepimizin birer engelli adayı olduğumuzu unutmadan göstermeliyiz. Onlarla alışverişe çıkmalı, tatil yapmalı, işe gitmeliyiz… İşte o zaman bu durum normal bir hal alacak. Bizde alışacağız onların varlığına, onlarda toplumdaki yerlerine. Ve bir süre sonra hep beraber sosyalleşmenin güzelliğini yaşayacağız. Fazla uzatmayacağım. Başta söylediğim gibi kimseye akıl vermek çabasında değilim. Allah zaten akılı bahşetmiş. Ben sadece çok az insanın farkında olduğu bu durumu, kendimce göstermek istedim.Helal edin kırmak istemedim. Sözlerimi Cennet Kuşu adlı engelli kardeşlerimiz için yazdığım şiirle sonlandırmak istiyorum. Engelsiz beyinler ümidiyle…

 Gözyaşlarıyla geldim ben dünyaya.
Çığlıklarım tüm acunu inletircesine hırçın,
Geleceğe en hızlı ben koştum.
Geçmişe en uzun ben kulaç attım.

Oysa ne gözlerim vardı ağlamaya,

Ne dilim konuşmaya,

Ne de hayata tutunacak kollarım...

Ben bu dünyaya ölmeye geldim,
Nasıl güzel ölünür, hepinize göstermeye geldim.

Siz ki Allah’ın aciz kulları...
Size mükemmelliği göstermeye geldim.

Ben bu dünyaya derse geldim.
Çise çise yağan yağmurun ardından doğan gökkuşağınızım ben.
Dört duvarın dört bin diyar olduğu memleketten selama geldim.
Karda açan sarı kardelen,
Güneşin çil çil bıraktığı neşeyim ben...
Ben sizin görüpte bakmadığınız, bakıpta umursamadığınız cennet kuşu.
Derse geldim:
Sizin kör, topal, sağır, dilsiz, bin dertten bin ders olan hocanız, cennet kuşu.

 Gizem Çavusoglu

Paylaş


     Gizem Çavuşoğlu'nun Eski Yazıları

 

Online dergiler Online dergiler