Sığınaktan Bildiriyorum | M. Said Çakır

İskele Editörü tarafından yazıldı. Aktif .

SIĞINAKTAN BİLDİRİYORUM

Gün boyu çeşitli yollardan uyarılar alıyoruz. Cep telefonlarına gelen çağrılar ve mesajlar, elektronik mailler, TV ve internet yolu ile anlık haberler hassasiyetimizi arttırıyor. Kasırganın bulunduğumuz şehre gelmesine ne kadar kaldığı ve muhtemel şiddeti belli aralıklarla hatırlatılıyor. Bu arada, kasırganın uğradığı şehirlerde meydana gelen yıkımdan da haberdar oluyoruz. Okuldan eve ulaşma süresini göz önüne alarak, yolda afete yakalanmama konusunda dikkat etmemiz gerektiği bildiriliyor. Eve giderken aracımızda dinlediğimiz radyo istasyonu, Ulusal Hava Dairesi tarafından kullanılıyor ve radyolar vasıtası ile ilk elden bilgilendirme yapıldığına şahit oluyoruz.

Görünürde hortum veya kasırga olacakmış gibi bir durum yok. Zaten bilgilendirmelerde de bu belirtiliyor. Bu kadar özenle yapılan bilgilendirmelerden sonra ister istemez meseleyi ciddiye alıyor ve söylenenleri yerine getirme ihtiyacı hissediyorsunuz. İnternet üzerinden, afetin şehrimize uğrayıp uğramayacağını net bir şekilde öğreniyoruz. Şiddetli yağmur yağacağı, fakat hortum durumunun bizim şehrimiz için düşük ihtimal olduğunu görüyoruz. Akşam saatlerinde şehrin sirenleri çalmaya başlıyor. Anonslar eşliğinde, güvenli bir yer veya ‘sığınak’a çekilmemiz gerektiği ifade ediliyor. 
Öğrencilerin, fakülte binasının—kampüs yerleşim yeri ile iç içe—zemin katını sığınak olarak kullanabilecekleri ifade ediliyor. Biz de arkadaşımız ile birlikte, iyi donanımlı bir tekstil laboratuvarı olarak tefriş edilmiş ‘sığınak’ımıza gidiyoruz. Yani bildiğimiz laboratuvar. Polimerler üzerine doktora yapan öğrencilerin hayatlarının çoğunu geçirdikleri bir laboratuvardan bahsediyoruz. Şimdi, sığındığımız ve aynı zamanda öğrencilerin çalışmalarına da devam ettiği bir mekân olmuş oluyor burası.

***

Evet, Amerika Birleşik Devletleri’nin Alabama eyaletinde meydana gelen kasırga ve hortumlar, tarihin sayılı afetleri arasına girdi. Ben de, yukarıda, kasırga günü yaşadığım süreçleri anlatmaya çalıştım. “Sığınak”ta, yakın zamanda hocama teslim etmem gereken projemi tamamlamaya çalışırken, musîbetlerin ne kadar önemli eğitim araçları olduklarını da anladım. Gün içinde muhatap olduğum onca uyarı ve bilgilendirme, küçük tedirginliklerin yanında büyük bir güven de veriyordu. Çünkü geçmişten bugüne kadar kâinat kitabının Alabama sayfasında—hatta bunu dünya olarak da ifade edebiliriz—meydana gelmiş benzer durumlar dikkatle takip edilmiş ve şimdi yapılan o takiplerin meyveleri olan tedbirlere ulaşılmıştı. Gün içinde bizlere güven veren o bilgilendirme süreçleri geçmiş hadiselerden alınan derslerin bir sonucuydu. Hiçbir hadise küçümsenmemiş, dikkatlerden kaçırılmamış; yaratılış dikkatli bir şekilde takip edilmiş ve tekâmül yoluna girilmişti. Risâle-i Nur’da okuduğumuz, “Atmaca kuşunun serçelere tasliti (musallat olması), zahiren rahmete uygun görünmez. Hâlbuki serçe kuşunun istidadı o taslit ile inkişaf eder” cümlesi ile, yaşadıklarımı iman perspektifinden değerlendirme imkânı bulduk. Bu mânâlar çok dikkatimizi çekti.

Bizler, görünürde üstesinden gelemeyeceğimiz hadiselerle, tekâmül yoluna sevk ediliyoruz. Bu, bazen hortum oluyor, bazen projesini yapmaya çalışan bir öğrencinin karşılaştığı zorluklar... Aslında hepsi, güzel neticelere bizleri yönlendirmek ve kabiliyetlerimizi açığa çıkarmak için birer eğitim aracı veya alanı. İlk ortaya çıktıkları anlar itibarı ile sev(e)mediğimiz hallerin, böyle harika neticeler için var edildiğini görmek, Var Edeni sevdiriyor ve teşekkür ettiriyor. Bu hallerin birer iltifat olduğunu anlıyorsunuz. Bizleri güzel neticelere sevk etmek için hatırlatmalar yapıyor. Sahi, güvenli sığınaklar inşa etme fikri nasıl oldu da insanın aklına geldi? Sanırım cevabı açık!

 

M. Said Çakır

Paylaş

Yazar Hakkında

İskele Editörü

Online dergiler Online dergiler