Diktatörler ve Korkuları

Esra Matur tarafından yazıldı. Aktif .

 

Diktatörler!

Onlar da insan...

İnanması güç ama onların da duyguları var.

Bizim sahip olduklarımızdan çok farklı belki ama onları da derinden etkileyen, uykularını kaçıran korkuları var.

Öyle ki, ölümden sonra yok olma korkusuyla kendini mumyalatan yüzlerce yıllık firavunlardan bugüne; günümüzde benzer "yok olma" korkusunu taşıyarak sahip olduğu tahttan bir türlü vazgeçemeyen nice modern firavun var.

Gücün, "her şey" olduğuna inanıp; ondan vazgeçtiklerinde kendilerinin de unutulmaya/yok olmaya mahkûm olduklarını düşünerek, daha yaşıyorken "kendini tahtıyla beraber" mumyalatan acınası hükümdarlar var.

Dünya tarihinde diktatör isimler, en az halk kahramanları kadar yer edinmiş ve unutulmaz karakterler olarak kalmışlar.

Faşizm'in fikir babaları Mussolini ve Hitler'den başlayarak, yakın tarihimizin otokrat yöneticilerine şöyle bir baktığımızda; yönetimi ele geçirişleri, yönetimde kaldıkları süreçler ve yönetim sonrasındaki akıbetlerinin genel anlamda bir paralellik gösterdiğini fark ediyoruz.

Hemen hepsi; ülke genelindeki istikrarsız gidişattan yararlanıp, yönetime el koyuyor ve içinde bulundukları sıkıntılı dönemi en yakın zamanda atlatacaklarına dair yüce vaatlerle monarşik bir sistemi uygulamaya koyuyorlar. Bu sistem, Mussolini’nin egemenliğindeki İtalya'da kısmen işe yarıyor, işsizlik bir süreliğine azalıyor ve Mussolini kısa süreli de olsa bir popülerlik kazanıyor. Ancak İtalyan partizanların onu ele geçirip öldürdükten sonra, cesedini baş aşağı asmalarından ve "devrik lider" akıbetinden kurtulamıyor.

20. yüzyılın ilk yarısı için Mussolini örneğini verirken, aynı yüzyılın ikinci yarısına ve son zamanların dünya gündemine damgasını vurmuş bir isimden bahsetmeden olmaz. Kendisi, belki de şimdilerde bilinen en ünlü diktatör: Hüsnü Mübarek!

Mısır denince, piramitlerden ve Nil nehrinden sonra akla gelen ilk şey, Mübarek!

1981'de Enver Sedat'ın bir suikast girişimi sonrası ölümüyle, cumhurbaşkanlığına gelen ve 1987, 93, 99 ve 2005 yıllarındaki seçimlerin her birinde tekrar tekrar seçilen(!) ve ülke halkının 25 Ocak'ta başlattığı protesto hareketiyle resmi olarak 11 Şubat'ta görevi bırakmak zorunda kalan bir başka "devrik" diktatör!

İstifasını verdiği günden bir öncesine kadar yaptığı her konuşmada, görevinin başında olacağını ve hiçbir yere gitmeyeceğini ima edip, soğukkanlı bir lider duruşu sergiliyor. O bu sözleri söylerken; kendilerine hizmet(!) etmeye devam edeceğini söylediği Mısır halkı, dışarıda "BIRAK / GİT" diye bağırmaya devam ediyordu. Tüm bu yaşananlar, aslında klasik diktatör & halk ilişkisini gösteren bir resim!

Diktatörlerin genelde benzer dediğim akıbetlerinden biridir bu: Yönettikleri halkın, onlardan nefret etmesi!

Halk ya da devlet için "en iyi ve doğru olanı" yaptıklarına olan inançlarından olsa gerek; ben onların halkın sevgisini kazanmak, gönüllerde yer etmek gibi yersiz(!) endişelere kapılmayacaklarını düşünüyorum.

Çünkü diktatörlerde hâkim olan en etkin duygu, korku!

Gücünü kaybetme, itibarını yitirme ve bunları takiben "yok olma" korkusu.

Bu korkuyla daha sert, daha katı yönetimler uyguluyor ve sevgi kazanmaktansa itibar kazanmayı öncelikli buluyorlar.

Ama farkında değiller, dünya değişiyor.

Artık daha bilinçli halklar var. Kendi haklarından haberdar olan gençler yetiştiren halklar var.

Medyayı kullanıyorlar, interneti kullanıyorlar ve bugüne kadar görülmemiş direniş sergiliyorlar. Ve en güzeli de ne biliyor musunuz? Bu direnişler işe yarıyor!

Bin Ali Tunus'dan ayrıldığında; Mübarek'in yüreğine bir korku düştüğüne eminim.

Mübarek istifasını açıkladığında, Libya, Bahreyn, Yemen, Cezayir liderlerinin endişelendiğine eminim!

Kader ağlarını örüyor, dostlar!

Yok oluşun kendileri için bir kader olduğu diktatörlerimize Euripides'den bir alıntı yaparak yazımı sonlandırıyorum ben de :

"Her şey değişir. Her şey yerini bulur ve sonra yok olur."

Yazar Hakkında

Esra Matur

Esra Matur

1991 yılında, Üsküdar'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Dört seneyi aşkın süredir Boğaziçi Yöneticiler vakfı (BYV) üyesi olan Matur, 2010 yılı itibariyle İBB Gençlik Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nda Avrupa ve Ortadoğu temelli sosyo-kültürel çalışmalarına devam ediyor. 

 

 

 

Kafa Kâğıdı:       

Online dergiler Online dergiler