THY Uçuyor - Ahmet Eren | Makaleler - Kasım 2010

Administrator tarafından yazıldı. Aktif .

THY UÇUYOR

Bundan 77 yıl öncesine kadar Hava Yolları Devlet İşletmesi adıyla kuruldu. Bulunduğu konum ülke içinde bile bilinmez, ismi duyulduğunda yabancı bir söylem varmış gibi bakılırdı söyleyenin yüzüne.

1947 yılında ilk dış seferini yaptı; o zaman ki, Hava Yolları Devlet İşletmesi. Ankara-İstanbul-Atina güzergâhı doğrultusunda yapılmıştı bu ilk ve gurur verici seyahat. Bu tarihten sonra yavaş yavaş namı duyulmaya başlandı ülke içerisinde. Dünya şartlarına göre; gün geçtikçe gelişen ulaşım türlerindendi, havayolu ulaşımı. Tarih 1956’da şu anki adıyla herkes tarafından bilinen “Türk Hava Yolları” adını aldı.

Gelişme süreci hiçte kolay olmadı THY’nin. Elinde, çok kısıtlı imkânlar vardı. Kimse havayolu ulaşımını kullanma meraklısı değildi ülkemizde. Karayolu, en mantıklı gelen ulaşım türüydü bizim için. Bu sebepler doğrultusunda hep arka plana itildi havayolu ulaşımı ve bunun bizdeki tek temsilcisi THY. Böyle bir manzara karşısında, dimdik ayakta durmak gerekiyordu. Zorlu koşullar çabuk yıpranmaya sebebiyet veriyor ve dayanılması güç durumla karşı karşıya bırakıyordu sizi. 1986 yılında ilk Uzakdoğu seferini yaptı THY. Bunun dışında, sefer noktalarının az olması da dezavantaj teşkil ediyordu.

Gelişen teknoloji, daha iyi uçakların çıkmasını sağlıyor, uçak tipleri ve konforu gelişme gösteriyordu. Bir yandan gelişen teknolojiye ayak uydurmaya çalışıyordu THY. Bunu yaparken de THY’yi; sermaye yetersizliği zorlu koşullara itiyor ve borçlanan bir kurum haline dönüşmesine sebebiyet veriyordu.

Günümüze yaklaştıkça, daha çok favorileşmiş bir ulaşım halini alıyordu havayolu taşımacılığı. Genelde yurtdışı seferleri için kullanılıyordu. Bu yıllar geçerken, diğer sektörlerdeki gelişmeler neticesinde yurtdışına çıkma gereksinimi olanlar için alternatif oluyordu artık havayolu ulaşımı. Tabii, birde; büyük iş adamlarının, bürokratların zaman problemlerinden dolayı, tek alternatif havayolu ulaşımı olması büyük bir artıya tekabül ediyordu artık…

2002 yılında, on beş yıldır takip edilen periyot içerisinde sadece 3. kez kara geçmesi sıkıntının ana göstergesi oluyordu şüphesiz. Şu an ki durumu her kesim tarafından bilinir hale geldi. Her hangi bir kurumun büyümesi hiçte kolay değil. Her türlü sıkıntıyı çekersin ve çektiğin bu sıkıntılar sana tecrübe aktarır.

Bunun dışında THY:

-Finansal sağlıkta ve büyüme hızında Dünya dördüncüsü.

                -Karlılıkta Dünya altıncısı.

                -Ekonomi sınıfı servisinde Dünya birincisi.

                -En iyi havayolları sıralamasında Güney Avrupa birincisi.

                -Dünya çapında böyle bir en görünümüne sahip olmuş bir THY’nin çıkması bütün zorlu koşullar karşısında ders alınmasına ve asla yılmamasına bağlıyorum.

                -2007 yılındaki kar 500 bin lira iken 2009 yılında bu rakam 30 milyon lira oldu.

                -Pilot sayısı 640’tan 1950’ye çıktı.

                -Kabin personeli 1700’den 4000’e ulaştı.

                -Bütün bunların altında hep emek var. 77 yıllık bir tarihin ürünü olarak karşımıza çıkıyor THY.

Hiç kolay olmadı buralara gelmek. Kısa kısa değindim, içinde bulunduğu durumlara. Şu anda ki performans ise; harika ötesi hale gelmiş ve Dünya çapında bir marka haline dönüşmüş kurum halini almış.

15 yılda sadece 3 kez kar etmiş olduğundan bahsetmiştim. Giderleri çok olan bir ulaşım türü havayolu. Büyüme stratejisini oluştururken, mutlaka giderlerden kısmanız gerekiyor. En kolay yollarından biri özelleştirme atağına gitmek olabilir. Hizmetler özelleştirilerek ek gelir sağlanmasına gidilebilir. Bunun dışında, hızlı bir markalaşmaya gidilmesi şarttır. Neden diye soracak olursanız, tanınırlık, kalite ve güven çok önemlidir. İşte bu 3 unsuru size bir arada verecek olan markalaşma atağıdır.

Reklam, en önemli unsurlarda aslan payını alanlardandır. Çünkü, tanınırlık önemli ve bunu sağlayabileceğiniz, markalaşma dışındaki başka bir alternatif. Bu yola ilk adımını atmadan önce ince eleyip sık dokuman gerekiyor. Aksi takdirde zarar görebileceğin bir hal alabiliyor. THY, giderlerini kısmak zorunda ve yolcu sayısını arttırma peşinde olan bir kurum. Reklam, doğru kullanılması gereken bir atılımdır. Reklam gideri çoktur ancak; doğru analiz edildiğinde getirisinin de çok büyük olduğu bir unsurdur.

THY ne yaptı? Dünya’da 3 futbol takımı say denildiğinde, aklınıza gelecek takımlar içerisinde yer alan Barcelona ve Manchester United’ın sponsoru oldu. Reklamda ki en iyi adım, işte bu 2 takıma sponsor olunmasıdır. Böylece tüm dünya “TURKISH AIRLINES” adıyla Türk Hava Yolları’ndan haberdar oldu. Markalaşmanın en büyük payı böylece başarıyla bitirilmiş oldu. Böylece; yolcu sayısını günden güne arttırdı.

Sadece markalaşmak yetmiyor tabii. Yolcuların memnun ayrılması ve bir başka uçuşta da sizi tercih etmesi için onların güvenini ve memnuniyetini kazanmanız gerekiyor. Rahat bir yolculuk geçirmeleri için her türlü zemini hazırlamak, ikramda her türlü damak tadına cevap verebilmeniz gerekiyor. THY, bunların hepsine sırasıyla el atmış ve her yolcusundan pozitif not almayı başarmış.

(Dipnot olarak belirtmek isterim. Sürekli yurtdışına seyahate çıkması gereken bir ağabeyimden, bundan 2-3 ay öncesinde konuşma ortamında duyduğum: “Yurtdışında yolculuk için herkes THY’yi seçiyor.” bilgisi benim aklıma geldi belirtmek istedim.)

2009 yılının ilk 9 ayına ilişkin THY’nin raporları açıklandı ve onları not almıştım. Onları da paylaşmadan geçmek istemedim.

                -THY, 2010 yılının ilk 9 ayında 21,9 milyon yolcu taşıdı.

                -İlk 9 ayda taşıdığı yolcu sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre %17,8 arttı.

                -Yolcu doluluk oranı %3,4 puan artışla %74,2 oldu.

                -Bütün bunlar dışında, sefer noktalarını arttırdı, filosunu genişletti. Daha rahat ve yolcu konforunu üst seviyeye çıkartan uçaklar takviye edildi. Gün içerisindeki uçuş sayısı arttı.

                -Yazımı bitirmek üzereyken bir haber duydum ve onunla kapamak istedim. Metropol kentimiz olan İstanbul, havayolu taşımacılığında ipi göğüsleyen şehir. Avrupa’dan Asya’ya olan uçuşların %66’sı İstanbul üzerinden yapılıyor. Bu durumda kentte bulunan 2 Havalimanı’nın bu trafiğe cevap verememesinden dolayı şehre 3. havalimanı yapılması gündemdeymiş. Dakika başı uçak kalkıp inen İstanbul Atatürk Havalimanı’nın yükünün hafifletilmesi şart.

Yapılırsa iyi olacağı görüşündeyim…

                               Ahmet Eren

Paylaş


     Ahmet Eren’in Eski Yazıları

Online dergiler Online dergiler