Ruhi Bunalım ve Gayeli Hayat | Agah Çetinkaya

İskele Editörü tarafından yazıldı. Aktif .

RUHÎ BUNALIM VE GAYELİ HAYAT

Cinnet esasen insan fıtratının dışına çıkma ve fıtratın altına çekilme gibi anlamlarda kullanılabilir. İnsanın, akli muhakemelerden yoksun kalmasıdır bir bakıma. Bugün öyle bir ruh haline geldi ki insanlar hiç olmayacak meselelerde çarcabuk yaka paça olabilmekte, birisine iğnenin ucuyla ufak bir dokundurulduğunda beklenmedik bir tepkiyle karşı karşıya kalınabilmekte. Sineye çekme, artık çok uzaklardan gelen lahûti bir ses gibi.

İşte bu sineler dünyayla, mâlâyânî işlerle dolup taşmaya devam ettikçe insan ruhunun esas fizyolojisi kısıtlanıp ne tahammüle meydan kalıyor ne de manevi anlamda ruhun derinliklerine kanatlanabiliniyor. Halbuki dünyaya gelişimiz itibariyle sahip olduğumuz uhrevi bir anlam var. Varoluşu bu uhrevi anlama zıt, sırf cismani boyutla açıklamaya çalışan felsefi cinnet içindekiler; zahiren insanın hayvaniyeti ve nefsi emmaresi açısından bazı isabetli tespitlerde bulunsalar dahi hakikatte insan dışı davranışlara çağrı yaptılar, yapmaya devam ediyorlar.

Meselelerin öznesine Allah'ı koysalar oysa sorun 'şıp' diye yerine oturacak ama gönüllerinde rikkat ve Allah'a itimat olmadıktan sonra yazdıkları ve yaptıkları kalın şişler üzerinde boşa atılan ilmeklerden oluşan karmakarışık bir örgü olarak kalacaktır. Dolayısıyla hayatımızın orjinine neyi koyduğumuz, meselelere vakıf olurken idrak noktamız olacaktır.

Bu orjinin insana verdiği öyle bir gaye-i hayal olmalı ki insan bir ufukta yükselsin veya bir ufuktan başka bir ufka geçebilsin. Aksi halde insanın kendi benliğinden uzaklaşması, bencilliğinden sıyrılması ve kendine takılmaktan kurtulması mümkün olmayacaktır. Bu bağlamda milletin huzur toplumuna dönüşebilmesi için fertleri rehabilite etmeyi mefkure edindiysek eğer; toplumun en küçüğünden başlayarak nabza göre şerbet vermeli, herkesin idrak ufkuna göre fazilet duyguları kazandırmaya çalışmalıyız.

İnsan, iradesiyle çok geniş alanlı yaşar çok geniş alanlı yürür lakîn bu genişliğin sınırlandırılması mevzuu yine onun iradesine bırakılmıştır. İradenin arka planında Allah'ın emir ve yasakları olmalı, bunlara bağlanma için de iman ile takviye esastır. Haşr-ü neşre bağlanma, hayatın hesabını verme düşünceleriyle her an meseleyi arka planında götürmeye uğraşmalıyız.

Kader, yolunuza su serpsin…

Agâh Çetinkaya

Paylaş


     Agah Çetinkaya’nın Eski Yazıları

Yazar Hakkında

İskele Editörü

Online dergiler Online dergiler