Birkaç Şey Üzerine Karalamalar | Ömer Faruk Aksu

İskele Editörü tarafından yazıldı. Aktif .

BİRKAÇ ŞEY ÜZERİNE KARALAMALAR

 

Pragmatist olmak elbette bizim elimizde. Daha doğrusu kısmen elbette. Kısmen elbette diye bir cümle olur mu? Kısmen elbette...

Şartlar bizi bir şeyler yapmaya zorladığı zaman duygularımızdan sıyrılabiliyor muyuz? Belki de asıl sorulması gereken budur. Sahi asıl olmayan sorulması gereken neydi ki? Bazıları buna kafa karışıklığı diyebilir. Ben kısaca bilmiyorum diyorum...

Söyle bana diyor dinlediğim şarkıda. Aslında ingilizce ama ilk anladığım cümleyle başladım satırları biçmeye. Biçmek sanırım fazla artistik oldu. Belki karalamak diyebiliriz. Ama bunda da biraz her şeyi boşvermiş sakallı edebiyatçı havası var gibi duruyor. Tuşlara dokunarak bu işlemi gerçekleştiren birisi için fazla ağır. Her neyse... Kelimelere takılmayalım diyeceğim fakat kendi kelimelerime takılmam anlamsız olur. Kelimelere takılacak olan kişi okuyucudur. Yazar okunma ihtimalini ne kadar kafasına takarsa yazdıkları bir o kadar kendisinin değil, müşterilerinindir. Zaten böyle bir yazar için okuyucu yalnızca müşteridir. Yalnızca müşteridir ve de yalnızca müşteridir... Bu yüzden pek çok kişi farkına varmaz fakat okunma ihtimallerine göre açarlar mahremlerini sevgili günlüklerine. Hiç şahit olmadım ama böyle bir istatistiğe rahatlıkla kefil olabilirim. Belki de zamanında ben işlemişimdir bu samimiyet suçunu. Defalarca günlüğe başlayıp aynı sayıda defalarca yarım bırakan biri için anormal bir duygu olmasa gerek.

Cümleler öncesinde artistik lafını kullandıydım da aklıma bir şey geldiydi. Hani unutmayaydım da söyleyeceğimi ne pahasına olursa olsun söyleyeydim. E şimdi o kadar da samimiyet dersi verdiydim değil miydi... Az önce seyrettiğim filmde artistik kelimesi öyle sanatsal bi anlamda kullanıldı ki kendinden utandım. Sosyal medyada da meşhur mottodur, malum olduğu üzere ülkemizde edebiyat yapma, felsefe yapma, artistlik yapma, caz yapma telkinleriyle büyümüş vatanseverlerden biri olarak böyle kelimelerin söyle değişik manalarda kullanılması beni biraz değişik ediyor da... Öyle işte...

Bir yazıya başlarken okuyucu uyarılmalı mıdır? Diye sordum kendime. "Sayın okur, siz söyle bir yazı bulmak ümidiyle bu satırları okumaya başlayacaksınız fakat yazar fikirlerinden böyle sapmış, üslubunu da öylesine değiştirmiş. Beklediğiniz yazı bu olmayabilir..." Bu kolaylığı isteyen vatandaşlar bakımından zengin bir kaynağımız var. Tahammül bu toprakları terk edeli uzun zaman oldu ne de olsa...

Düşünürken vahşi ya da mülayim olmak da ayrı bir mesele olarak aklıma takıldı. Hangisinde fikirlerimiz daha sınırsız bir çerçevede genişleyecek? Yoksa bu vahşi-mülayim ayrımı bizzat düşünmeye konulan bir sınır mıdır?

 

Ömer Faruk Aksu

Yazar Hakkında

İskele Editörü

Online dergiler Online dergiler