İçimizdeki Ses | Muhammed Güney

İskele Editörü tarafından yazıldı. Aktif .

İÇİMİZDEKİ SES 
Bugün dünün ertesiydi ve bugünde dünleşmeye yüz tuttu, yani saat gece yarısına yolcu. Göz kapaklarında kepenk indirme merasimi başlıyor. Uyku, Araf ve uykusuzluk denkleminin bilinmeyenini arayadururken sen bekli de yüzlerce soru işareti sıkıştı araya. Gecenin tonunda bir sessizlik ve caddeden geçen arabalar yine oyunbozanlık yapıyor. Bu betimistik atmosferden daha derin daha doğrusu psikolojik konuma geçecek olursak 604 800 saniyeyi yani 10 080 dakikayı yani 168 saati kısacası bir haftayı geride bırakırken beyninin ücralarındaki birkaç sorunun tetiklediği birkaç yüz soru meydana geldi.

Hep bir endişe; yarın hangi maske çıkacak şansıma? Yarın nasıl bir tiplemeyi oynayacağım? Yarın bu Allah’ın belası toplumun çıkar ve menfaati doğrultusunda ortaya çıkan hangi rolü canlandıracağım? Yarın hangi gerçekle yüzleşeceğim? Yarın hangi hatamın faturası kesilecek? Yarın canımı sıktığı için görmemezlikten gelip kaçtığım hangi doğruya yeniden teslim olacağım? Yarın hangi dünü yaşatacak bana? Vb. vs. sonsuzluk işareti…

Hep korku, kaygı, takıntı ne derseniz deyin ama sorunlarla eş zamanlı olarak doğan bu sorular daha derin bir tasvir yapacak olursak eğer ‘’geveze amma velâkin sürekli gerçekleri sayıklayan içimizdeki o ses’’ Yakamızı hiç bırakmayacak bizimle alakalı ya da alakasız her şeye maydanoz olacak, bir usta gibi görevini en iyi şekilde üstlenmekten kaçınmayacak. Ona birileri bu işi yapması için yüklüce para veriyordur mutlaka. Maşallah peygamber sabrı! Bu kadar ucuz ve ya bedavaya sunuyorsa kendini. Ve işini ustalıkla yapıyor da. Biz kaçtıkça o kovalıyor biz geri adım attıkça o misliyle ileri adım atıyor. Ne bir elektrikli sandalye ne de ilkel bir işkence türü olan kızgın ateşlerde gezdirilmiş bir demir parçası bununla rekabete girmeye cüret edebilir. Eğer illa ki varsa karşısına çıkabilecek bir şey anca cehennemdir o da yanıldıysam kusura kalmayın. Bu denli kafa kurcalayan , ‘’kalp’’ kurcalayan insanın içini kemiren o malum şey ‘’vicdandır’’ yaptıklarımızın bir yansıması, gözlerimize kusursuzca enjekte eden bir aynadır. Kendi mahkememiz, adaletimizdir. Uygulamaya koymak bir nevi hâkimliğinin başarı oranını güçlendirmek, söz geçirici bir hal aldırmak yine bizim kendi elimizde, kalbimizde, kalbimizin iktidarında ki hüküm sürme yeteneğimizdedir. Bakmalık değildir bu ayna ölçmeliktir. Vidasında biz yaparız ibresini de. Sonuç itibariyle o ‘’ses’’ o ‘’tartı’’ o ‘’ayna’’ tek bir vücut olarak vicdandır.

Muhammed Güney

Yazar Hakkında

İskele Editörü

Online dergiler Online dergiler