Yol Havası

Ozan İpek tarafından yazıldı. Aktif .

 

Hayat bitmek bilmeyen yollardan ibaret… Doğarken bir yol, yaşarken bir yol, ölürken bir yol... Gah sıla olur gah gurbet gah ayrılık, hepsi bir yol. Ömür biter yollar bitmez misali… Dünya başlı başına bir yol.

Hele de Anadolu’nun bağrı yanık evladıysan yollar bambaşka bir mânâ… Bu coğrafya gerçek bir yol öyküsü.

Eskiden konar-göçer dedelerimiz-ninelerimiz, hayatı tüm güzellikleriyle yaşamayı (şimdiki tabirle organik hayatı) adeta bir felsefe edindiklerinden ilkyazı başka, hazanı başka yerde geçirirlermiş… Bahar ayları obalarından göçlerini yükleyen bu çalışkan insanlar, Karadeniz’in münbit topraklarında yurt edindikleri yaylalara aşılmaz dağ yollarını aşarak giderlermiş…  Eee tabi ne yapsın insanlar… Aşılmayan yolları aşmak kolay mı ? Yollar hiç biter mi? Türk’e “nisbet î’siyle” bağlanan türküleri yaren olurmuş onlara.

“Yol havaları” derler, bilir misiniz?

Yol havaları; aşılmaz dağ yollarının patikalarını aşındıran, peştamalini dolamış elleri nasırlı ninelerimiz ve hırçın mizaçlı, inatçı yiğitlerimizin eğlenmek amacıyla söyledikleri, yol yareni türküler… Yol boyunca onları coşturan, neşelendiren yeri geldi mi de hüzünlendiren birer arkadaş… Yol havaları, dağ çileği ve çam sakızı tadında organik bestecikler…  Sisdağının başlarından, Kadırga’nın çimenine, Maçka’nın yaylalarına yakılan bir kına… Memleket çeşnisinin kekik kokulu ezgileri…

“Ah yaz gelende
Açti da maçkanın yaylaları
Garip dağlar oy dağlar
Kalk gidelim seninle yaylaları gezmeye
Oy oy oy ey ey güzelim ey
Dağlar oy oy
Ahada gene geldi
Yayla zamanlari
Kuş konar çalilara
Oy dağlar oy
Yaylalar güneşliydi da bakamadım dağlara
Oy oy oy ey ey güzelim oy
Dağlar oy oy”

Yol boyunca gelin kız gibi süslenen sarı kız danasını da yanına alan, gönlüne bir avuç dağ çiçeğinin kokusunu serpiştiren, ısırgan otları kadar yabanıl ve bir o kadar da naif ve sevecen insanların türküsü yol havaları… Sevdanın türküleri… Sevdalı yüreklerin türküleri. Şairin ifadesiyle, durup ince şeyleri anlamaya vakti olanların gaydaları…

Yol havaları; her bir anında yolcu olduğumuz, geçici olduğumuz dünya denilen hanın mihmandarlığında, ümide, neşeye ve sevdaya kanat çırpmanın ifade şekli. Yol havaları “doğal ve katıksız” aşkın makamı… Gelin kulak verelim. Gelin yürek verelim onlara!

“Ne işlerin var idi
Sis dağı başlarında
Nedir başıma gelen
Gencecük yaşlarımda
Oyyy dağlar oyy

Gidemiyom yaylaya
Yaylaya yaylamaya
Yedi seneden beri
Düştüm gara sevdaya
Oyy dağlar oyy”

İnsan olarak kalabilmek için gün geçtikçe “türkülere” daha çok tutunmamız gerektiğini düşündüğüm bu zamanlarda “yol havası” almanız dilek ve temennilerimle...

 

Yazar Hakkında

Ozan İpek

Ozan İpek

Nerede doğduğu ve nerede doyduğunu hiçbir zaman sallamadan, baba memleketi olan Trabzon’u benimsedi. İlk öğrenimini, yaşadığı şehir olan İnegöl’de, orta öğrenimini Bozüyük Muallim Mektebi’nde tamamladı. Lise yıllarında aktif olarak tarih ve siyasetle ilgilendi. Okul bünyesinde Tarih Kulübünü kurdu ve yönetti. Trakya Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği bölümünü kazandı. Ardından Kocaeli Üniversitesi’ne geçiş yaparak yüksek öğrenimini iki farklı kıtada tamamlamış oldu. Edirne Çocuk Dergisi’nin çıkarılmasında aktif olarak görev aldı. Bir dönem çocuk edebiyatıyla ilgilendi. Ayrıca “türküler” olmadan kendini açıklayamıyor. Duygularını baba yadigarı bağlamasıyla akort ediyor. Dedelerini örnek alarak göçebe bir yaşamı benimsedi. Okuduğu tüm kademelerde yatay geçiş yaptı. Üniversite hayatının sona ermesiyle birlikte yeni bir sevdaya tutularak akademik dünyaya girme kararı aldı. Şu sıralar ise Gazi Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olarak meslek hayatına başlamıştır.

Kafa Kâğıdı:       

Online dergiler Online dergiler