Kilitler ve Biz

Hüseyin Emre Sezgin tarafından yazıldı. Aktif .

 

Defalarca izleyip doyamadığım bir filmin ilk cümlesi her seferinde elimi yüzümü yıkar: “Allah’a çıkan yollar vardır, dünyadaki nefsler kadar..”

İnsan fizyolojisinin armutlaştıran, boğaza takılan, mideye çakılan bir demir leblebi..

Her doğumun son anları gibi, giderek sancıyan bir zamanın insanlarıyız. Muzdaribiz her şeyden. Akreplerin kıskacında yoğrulanımız bile var. Kalbimize, gönlümüze, zihnimize saplanan sancılar, dikenli tellerin aktığı damarlarımızın acısıyla yumduğumuz gözlerimiz, ve sonsuz karanlık.. Güneşte yürüseniz bile körsünüzdür artık.

Garabetin ruhlarımıza vurduğu kilitler, anahtarlarıyla Âdem babamız ve Havva Annemizinkine benzer bir firak yaşıyor. Birbirlerini bulmaları için en uzağa atılmış elmaların yarısı… Milyarlarca elma, milyarlarca kilit, milyarlarca anahtar içinde yapayalnız; birey.

Kaçmalı, kurtulmalı zindandan; duvarları, semaları yırtmalı, kainatı dertop etmeli; ama nasıl? Nasıl kurtulacak ahsen-i takvim ile esfel-i safilin arasında sa’y eden mahluk?

Bu sorunun ateşlediği kişiler ki kör bir merakla dalarlar anahtarcılara.. Bu denizden bir damla onların, ama hangisi? Ömür otobanında ters yönde akan trafik süratinde denemeler, yanılmalar.. Titan gibi çevirebilirse eğer, her anahtarın maymuncuk işlevi göreceğini sanmak ister istemez, kilidi sancıtan biteviye zorlamalar..

Kural 1: Kilit birse, anahtar da birdir..

Reçetelerin hepsi aynı amacı taşır, ama hepsi belirli bir hastanın belirli bir hastalığı için “şifa”dır. Birini dirilten, diğerini öldürebilir.

Ne kadar asil olursa olsun, damarlarına yaban kan, seni öldürür..

Ümmetin hilafındaki rahmet de işte bu noktada zuhur eder; bölün, çeşitlen, çeşitlen ki herkes kendine yakışanı giysin bu beldede, herkes ruhunun huzur bulacağı mabette yıkansın kirlerinden..

Arasın, oturmak olmaz, bereket saklı harekette, heybesine “Bulacağım elbet..” doldursun, yürüsün, yürüsün sadece..

Çölde yol almaktır çünkü, bu.  Doğru yolu bilirsin, ama hiçbir pozitif dayanağı yoktur bu ilhamın, ne bir yol izi, ne bir harita, ne de başka bir şey.  Adaletsizlik yok, her seferinde yeniden kuruluyor labirent. Her seferinde, başka şekilde..

Bilmek yetsin ki, kilit, anahtarıyla tanıştı ezelde.. O güzel mecliste hani. Sonsuz mutluluğun fragmanını yaşadığımız o ülkede..

Gördük ve tanıdık..

Ne yapmalı? Yolcu, sen ne yapmalısın?

Işık temrenli bir ok gibi süzül bu semâda, elbet içine çöken bir yıldız seni bağrına basar..

Müsterih ol, aynaya baktığın an ilk kendini görmediğin zaman, sevimli bir çıtlamayla kalbinden düşen o demir, tüm meşakkatlere değecektir..

Online dergiler Online dergiler