Kendinden Sonra

Esra Baralı tarafından yazıldı. Aktif .

 

Dünyada kendine yer edinememişlerin özlemi denir yol için. Dünyada değil de ‘dünyayı’ kendine yer edinemeyenlerin kaçış isteği gibi gelir bana daha çok.

Gözüne bir hedef kestirmeden yürümek, yolu kat etmek, sonrayı düşünmemek... Yüzü hep sonraya dönük, dahası onun merakıyla yaşayan modernoğlu için bir tedavi yöntemidir belki de bu. Gelecekte neler olacağını merak etmenin verdiği o esaret duygusundan kurtulmanın, aklı ve gönlü sonrasızlığa açmanın, kendi ile meşgûl olmaktan kurtulmanın en ferah yolu.

Yolun, sıradan sıkıntıları unutturup, içinde bulunulan hâlin gayesizliğinin de insanı rahatlatan, gönlü açan,genişleten bir tesiri var. Böyle bir hâl içre bir zamandı, tipik bir doğuluyum, demiştim yoldaşıma, durup bakmaktan yapılmışım; şu yanımdan geçen evlere, ağaçlara, dağlara, gecenin rengine saatlerce bakabilirim.

Yola dair bir cümle: "Sonraki durağı bilmiyorum”.

Mesele biraz da bu. Belirsizlik, dünya hayatı içinde düzensizlikle musavi bir şeyse de, -yani en kötü düzene razı gelinen o duruma denkse bile-bilinmez olanda insanı kendine çeken bir şeyler var. Bilinmezi keşfetme isteği. Fethetme. Sonu gelmez bir imkân.

Yol sade gidilen, yürünülen, katedilen bir şey olmaklığıyla değil; insanın kendini, hayatı tanıması, tanımlayabilmesi için göze aldığı bir istikamet. Dünyanın, içine doğulan çevreden ibaret olmadığını gösterir insana; içteki keşif fitilini ateşler durur. Daha, daha, daha... Dahası vardır hep.

Gökhan Özcan geldi hatrıma böyle söyleyince, kendime çekidüzen verdim; “Daha ne, ne daha?” O şöyle diyordu altına kalemle oyuk açtığım satırlarda:

İnsanın eline verilmişti bütün yönler, işine yaramayacak ve durmadan umut bağlayacağı kadar; başka gidilecek yer yoktu çünkü, herkes için kendinden sonra.”

Kendimle kavga ettim sayın okur, şahitsiniz, ama unutun.

 

Yazar Hakkında

Esra Baralı

Esra Baralı

İlk öğrenimini Merkez Efendi Mevlevîhânesi’nden almayı taleb ettiyse de tabi ki talebi karşılanmamış, her zavallı Türk çocuğu gibi mahalle mektebine gönderilmiştir. Mektebin kapısında satılan sahlebin tadı hâlâ damağındadır. Neyse ki orayı sevmek için de kendince böyle sebepler geliştirebilmiştir. Uzun, yorucu, bir yerde kalıcı olmayı becerememiş bir okul hayatının yanında kendi hayatını yaşayabilmek için türlü arayışlar içinde olmuştur. En son  “Ud çalmayı öğreneceğim“ diyordu. Bir de uzun vakittir bir ‘uzak’ hasreti taşır içinde, yâ nasip. Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden yüksek lisansını yapabilmek niyetiyle Hâne'sine avdet eylemiştir. Çiçek açmış bahçeleri sever.

Kafa Kâğıdı:    

Online dergiler Online dergiler