Beyin Göçüğü Var!

S.Melik Kaya tarafından yazıldı. Aktif .

 

Vatana, millete nitelikli adam lazım,

Beyin göçüğü var.

İpsiz sapsız adamlarla bu iş öyrümez,

Yarın başımıza bela olullar valla.

—"Ya Nasip"

Hatırlar mısınız bilmem, bundan birkaç yıl önce Türk kamuoyu “beyin göçü” tartışmalarıyla yatar, yine aynı tartışmalarla güne başlardı. Gazetelerde köşe,  tartışma programlarında orta mevzileri tutmuş, hem nalına hem mıhına vurma üstadı büyüklerimiz kah göç eden beyinlere, kah devlete çatar dururlardı. “Enine Boyuna”, “Derinlemesine” isimli programlarda yüzeysel tartışmalar yapılırdı. Devlet yetkilileri gençlere sağladıkları imkânlardan dem vurur, göçe hazırlanan beyinler de kendilerine sunulmayan imkânlardan söz ederlerdi.

Bütün gençleri heyecanlandırırdı, nitelikli beyinlerini oradan oraya göç ettirmek ihtimalleri. Amerika mı, İngiltere mi? Yoksa Almanya’da daha mı az yabancılık çekeriz, ha? Bazısı oralarda kabul görür, rüştünü ispat eder, bazısı da aradığını bulamaz, beklediği değeri göremezdi. Hatta Hint kumaşından hallice beyinlerini gurbet ellere göçürüp, sonra oralarda tuvalet temizliği yapan gençler olduğunu duymuştuk.

Ne oldu, oldu, bıçakla kesilircesine bitti bu tartışmalar. Senelerdir ne beyin lafı işitmişliğimiz var televizyonlarda, ne de göç. Bu tartışmaların olduğu yıllarda, muhtelif filmlere Konya ağzıyla dublaj yapan iki kardeş, sağ üstte okuduğunuz cümlelerle dalga geçiyorlardı durumla. Zira gerçek gün gibi ortadaydı. Onlarca mesele, onlarca sorun dururken, eğitim sistemimizin yetersizliği ortadayken anlamsız tartışmalardı bunlar. Artık geleceği mi gördüler bilinmez, şimdilerde “Beyin Göçü” değil, “Beyin Göçüğü” yaşanıyor ülkemizde.

Uyuşturucu kullanma yaşı on bire düşmüş. Hapishaneler hınca hınç dolmuş. İsmi genel af olmayan genel aflar çıkartılmaya başlanmış.[i] Eğitimde kalitesizleşme korkutucu boyutlara ulaşmış. Üniversite mezunu işsizler, bırakın beyinlerini göç ettirmeyi, Almanya işçi alımı yapsa da gitsek derdinde. Hele insan hayatı öyle ucuz ki, vatandaşlar kimseye bulaşmadan evlerine varabilmek için diken üzerinde yürümek zorunda.

Rüşvet mi? Hiç sorma. Rantçılık, irtikâp, hukuksuzluk, torpil. Millet A partisi, B partisi tartışmaları yapadursun, A’nın da B’nin de keyfi yerinde. Herkes gücü yettiğine. Biz, siyaset tartışacağız, devlet kurtaracağız, ideolojik tahlillerle rakibimizi nakavt edeceğiz derken, birilerinin eli armut toplamıyor.  Ülke yüz binlerce kilometrekarelik bir menfaatler ringi. Ringdekiler bahisleri topluyor. Biz ise havlu atmak üzereyiz haberimiz yok.

Nereden nereye! Yere göğe sığdıramadığımız beyinlerimiz(!) fazla yükleme sonucu çöktü sanırım. Zannedersin ki suç, dün beynini gurbet ellere göçürenlerde. Sanki onlar Türkiye’de kalsalar her şeyi düzelteceklermiş gibi. Yok, Azizim yok. Suç öte tarafa göçen büyüklerimizde. Suç zihniyetlerimizde. Kendimizi bir şey zannedişimizde suç. Muasır medeniyetler seviyesine çıkacakken, tabana alçalanlarda. Memleketi kurtarayım derken günü kurtaranlarda.

Velhasıl kelam ülkenin kayıp nesillerinden, bir kayıp nesil de biziz. Durumlar böyle, kabullenmek lazım. Belki çabalarsak bizim çocuklarımız çözer bu meseleyi. Ama yine de dikkat edin kendinize, zira beyin göçüğü var!

*

[i] Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 29453 Sayılı Resmi Gazete,22 Ağustos 2015 Cumartesi

 

Yazar Hakkında

S.Melik Kaya

S.Melik Kaya

1992 yılında, Konya'da doğdu. İlk ve orta öğrenimi, asi ergenlik yıllarını ve başarısız lise hayatını memleketinde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. Okulu ne zaman bitireceği bilinmiyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi ikinci üniversite olarak Sosyoloji okuyor. Dil öğrenmeye, çeşitli müzik aletleri çalmaya hevesli. Sadece Türkçe biliyor ve hiçbir müzik aleti çalamıyor. Kısacası feracesi sırtında içmek için ayran arıyor.

 

 

Kafa Kâğıdı:    

Online dergiler Online dergiler