Eleştiri: Eyvah Eyvah 2 | Kültür&Sanat

Kültür-Sanat Editörü tarafından yazıldı. Aktif .

EYVAH EYVAH 2: YİNE TADINDA BİR FASULYE

Türk komedi filmleri ile ilgili artık herkesin kapıldığı bir korku var: Fragmanı izledikten sonra filmin kendisini izlemeye gerek kalmaması ile ilgili bir korku bu. En komik sahnelerin birbirine yapıştırılıp cinfikirli bir esnaf mantığı ile müşteri çekilmeye çalışıldığı bu taktik, çoğu izleyiciyi sinemadan soğutacak cinste. Murat Şeker yapımı çoğu filmde başımıza çıkan bu fecaati neyse ki boşa çıkaran filmler de mevcut. Bunların başını ise Ata Demirer’in geçen sene gişelerde fırtına estiren Eyyvah Eyvah filmi çekiyor. Çanakkale’nin Geyikli ilçesinin alamet-i farika klarnetçisi Hüseyin Badem karakteri bile bunun için tek başına yeter.

Eyyvah Eyvah’ın neden bu denli sevildiğini anlamak ise zor değil: Bir sürü yılışık, pespaye ve zekamızı hakir gören komedi filminin içinde, Ata Demirer’in kendi yazıp yönettiği Eyyvah Eyvah o tanıdık hissi uyandırıyor. Münir Özkül, Adile Naşit ve Halit Akçatepe’li aile komedileri ile aynı sıcaklığa ve samimiliğe sahip. Onların yerini tutmasa da, Hüseyin Badem karakterinin hayatımızın bir köşesinde karşımıza çıkacak, nahifliği ile bizi güldürecek, gerçek hayatta da var diyebileceğimiz o sahiciliği bizi kıskıvrak yakalıyor. En olağanüstü ve saçma durumlara bile gerçeklik katan bu samimiyet, uzun süreden beri beklediğimiz ve aslında hak ettiğimiz mizahı bir nebze olsun yaşamamıza imkan veriyor.

Belki de bu yüzden filmin devamının çekileceğini duyduğumuzda fazla endişelenmedik. Aksine bu denli“yaşayan” bir karakterin yeni ve bu sefer kendi topraklarındaki macerasını izlemek bizi daha da heyecanlandırdı. Ve neyse ki hevesimiz kursağımızda kalmadı, çünkü Eyyvah Eyvah 2 ilki kadar eğlenceli ve “badem gibi tatlı” olmayı başarıyor. Kahramanlarımızın bu kez Geyikli’ye döndüğü ikinci film, çok daha yanlışlıklar komedyası mantığında işliyor ve sürpriz karakterlerin katılımıyla renkleniyor.

İlk filmdeki “dobra şarkıcı abla” tiplemesi ile Ata Demirer’i tamamlayan Demet Akbağ, ikinci filmde biraz daha önde. Aslında Hüseyin Badem karakterinin bir adım daha önüne geçerek, yılların tecrübesinin de getirdiği bir ustalıkla tıkanan yerleri gideriyor. Firüzan karakterini bu kez daha fazla tanıma şansına sahip oluyoruz. Bir bakıma Demet Akbağ ikinci filmin gerçek lokomotifi olarak öykünün akıcılığını sağlıyor. Hüseyin ile Firüzan arasında geçen doğaçlama denebilecek diyaloglar yine tam kıvamında. Öte yandan Özge Borak’ın canlandırdığı Müjgan bu sefer öykünün ana karakterlerinden biri oluyor ve o da en az diğerleri kadar yükü omuzlarında taşıyor. Kendisini gösterme şansı bulan Özge Borak’ın doğal bir komedi yeteneğine sahip olduğunu görüyoruz.

Elbette filmin aksayan yönleri de mevcut. Özellikle yeni filmde geliştirilmesini beklediğimiz baba-oğul ilişkisi unutuluyor ve Hüseyin ile babası arasındaki iletişim havada kalıyor. Gerçi Ata Demirer’in muziplikle bunun farkında olduğunu da ilk ağızdan öğreniyoruz. Filmde babası ile konuşan Hüseyin’in “seninle de fazla ilgilenemedik be baba” şeklindeki günah çıkarması, izleyiciye yönelik bir göz kırpma olarak algılanabilir. Öte yandan bu boşluk Salih Kalyon tarafından dolduruluyor ve usta oyuncunun “dede” performansını konuşturmasına imkan veriyor.

Filmin başladığındaki o tekleme ve tempo düşüklüğünün bir süre sonra dağıldığını ve öykünün ritminin hızlandığını da söyleyelim. Özellikle filmin ikinci yarısı, ilk bölümün sorunlarını gideriyor. Hele ki sonlara doğru, film gerçekten de kahkahalarınıza hakim olamayacağınız bir komediye ev sahipliği yapıyor.

Eyyvah Eyvah ilk göz ağrısı olarak her zaman ikinci filmin önünde olacak. Ama bir devam filmi olarak Eyyvah Eyvah 2 başarısını ve canlılığını koruyor.

Online dergiler Online dergiler