Boş Mektup

Süleyman Kahraman tarafından yazıldı. Aktif .

 

Kaç santim yukarıdan, kaç santim sağdan-soldan boşluk bırakmam gerektiğini hatırlayamamaya  inat bir mektup yazmak istedim. Ancak mektup zarfının alıcı kısmını boş  bırakmak zorunda kalışım; bu santimetreleri bilemeyişimden daha kötüydü; daha doğrusu acı.

Sadece bu gurbetlik zamanımda, birinin posta kutusuna bakınca, benden gelecek iki satıra yüzü tebessüm edebilecek; temiz duygulardan hasıl bir sevginin ürünü bir sevgiliydi aradığım tek şey. Hani eskiden... Eskiden... yani henüz insanlar bu kadar insanlıktan uzak olmadığı zamanlardaki gibi bir sevgili.

Kara tren dumanında uğurlanan, tahtadan bavulun yanında tek yoldaş olduğu zamanlardan kalan bir şey olan mektubu da; o zamanlardan kalan bir sevgiye meyletmek istemiştim. Gözden ırak olmayı, gönle perçinleyen satırların bulunduğu o kağıt parçasının kadri kıymetini bilecek, yoldaşı olan zarfın içinden çıkabilecek kurumuş bir gülü göz yaşlarıyla yeşertmeye çalışacak bir çift gözdü sadece aradığım.

Tabii ki bulamadım. Bulamayışımın aramamak mıydı yoksa;  aranan şey zaten mi yoktu bilmiyorum.  Ancak matematiksel gerçeklikte olayın sonucuna bakarsak; „yoktu.“ Zira hayat; lisedeki matematik sınavlarından farklı olarak, çözüm için gidiş yoluna puan vermiyordu. Böyle olunca niyet eylediğim mektup yazma işini kenara bıraktım. Seccademi; yani boş kağıdı geri koyup tesbihi yani kalemi de  yerine teslim edip, kazaya bıraktım bu hevesimi de.

Söylemek istediğim ne çok şey olurdu halbuki...

„Bir mevsim  geçti sensiz  sevgili.“ derdim mesela.  „Akrebin yelkovanın takip etmesindeki tek tesellim sana kavuşmaya gitmesiydi.“ gibi süslü cümlelerle duyduğum özleme mürekkebi şahit tutardım ama..

 Daha ne çok şey söylemek isterdim.  Ancak bütün bunları şimdi dil bilgisinden tam hatırlayamadığım „olmamış şeyin  hikayesi“ konusunu içeren „zamanda“ yazmak istemem. Zaten de yazamam. 

Hulâsa-i kelâm herşeyim hayırlısı arkadaşlar. Eksikliklerinmize isyan etmek yerine, sahip olduklarımızla şükretmeyi  öğrendiğimiz gün , zannederim ki mutlu olmayı başarıcaz.  Öğrendiğimiz günde buluşmak ümidiyle...

Saygılarımla…

Yazar Hakkında

Süleyman Kahraman

Süleyman Kahraman

Doğum yeri, kaybedilen toprakların aziz hatıraları sayılacak topraklardır. Daha henüz emekleme safhasında iken Türkiye’ye adım atarak 21 sene T.C topraklarından ayrılmadı. Bir senelik Karl Marx Stadt’da eğitimine yama yaparak, makine mühendisi olma yolunda özgeçmişine bir parantez ekledi. İlkokul ve liseyi İstanbul’dan önceki başkentte, üniversiteyi ise sanayi göbeği Kocaeli’nde okudu. Birkaç deklanşör hamlesiyle fotoğraf işinde amatör, birkaç karalamayla da yazmakta…

 

Kafa Kâğıdı:    

 

 

Online dergiler Online dergiler