Hüzün Şehri | Nermin Uyan

İskele Editörü tarafından yazıldı. Aktif .

HÜZÜN ŞEHRİ

 

Temmuz, 1995…Sanırım bu tarihi duyunca aklımıza gelen tek şey II. Dünya Savaşından sonra yapılan en büyük katliam. Önemli geçim kaynağı olan büyük maden ocakları ve tabii ki en haklı neden olarak(!) Müslüman halkın olması bu katliamı onlar için gerekli kıldı. Acaba tek şuçu inançları olan bu topluma böylesi bir zulüm yaşatmak hangi vicdana sığar merak etmiyor değilim doğrusu. Peki onca şeyden sonra bunu yapanlara insan denilebilir mi? Hala hiçbir şey olmamış gibi davranmak ne kadar doğrudur emin değilim.

Şunu söyleyebilirim ki, bu olayın diğerlerinden farkı soykırımın tam anlamıyla geliyorum demesine karşı kayıtsız kalınmasıydı. Çünkü Bosna’nın bu kadar büyük kayıplar ve acılar yaşamasının nedeni güçsüz olmasından değil kendini savunamamasındandı. BM (sözde) Barış Gücü tarafından Müslümanların elindeki silahlar toplandı. Gözlerini kan bürüyen Sırplar için büyük fırsattı. Artık tarihin utanç sayfalarında yerlerini alabilirlerdi. Yine BM tarafından ‘korunaklı bölge’ ilan edilen şehirde; genç kızlara ve kadınlara tecavüz edildi, erkekler ise acımasızca öldürüldü. Kalpleri taşlaşmış düşmanlar tarafından büyük zülum yaşadı Srebrenitsa…

Aliya İzzetbegoviç ‘’Düşmanlarımız sadece tek bir ırk tanıyorlar; kendi ırkları, tek bir din tanıyorlar; kendi dinleri, tek bir siyasi parti tanıyorlar; kendi partileri. Kendilerinden olmayan ne varsa onlar açısından yok edilmeye mahkûmdur...” diyor. Bu cümleler onları anlatan en doğru sözler sanırım. Karşımızdaki düşmanın insanlıktan ne kadar yoksun olduğunu anlatıyor. Bana göre onların tek inancı var; hırsları. Hırs ise insanın kontrolünü kaybetmesi için yeterli bir güç. Zira bu kadar kötülüğü düşünebilmek ve insanın gözlerinin içine bakarak merhametsizce eziyet yapabilmek zor olmalı.

Bu tüyler ürperten olayı oturup düşündüğümde şöyle anlatabilirim ki, biz her şeye rağmen insanlık onurumuzu ve şerefimizi koruyabildik. Bu gücü de ebetteki bizi yaratan Yüce Rabbimizden alıp bunu O’nu rızası için yapıyoruz. Sonucunda kayıplar verilen bu denli ağır olayların telafisi çok zordur kesinlikle. Ama yaşadığımız hayatı güzelleştirebilmek ve acılarımızı hafifletebilmek bizim elimizde. Aradan 16 yıl geçmesine rağmen hala yüreklerimizde derin acılar hissettiriyor. Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç bize ‘’ Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna'nın özünü de zedeliyor’’diyor.

Neden mi?                                                                                      

Bizi düşmanlarımızdan ayıran en önemli nokta insan kalabilmemizdir de ondan. Yalnız şunu da unutmamak gerekir; intikam istemememiz sineye çektiğimiz her şeyi kabullendiğimiz manasına gelmez. Yaşadıklarımızı unutmamak ve unutturmamamız bizim elimizde. Unutulan değersizdir çünkü ve unutulan hatalar tekrar yaşanır.                                                                                                                                                            

Bizler su damlası taşıyan karınca misali üzerimizdeki sorumluluğu hakkıyla yerine getirebiliriz umarım...

 

 

                                                                                                                             Nermin Uyan

Paylaş


     Nermin Uyan'ın Eski Yazıları 

Yazar Hakkında

İskele Editörü

Online dergiler Online dergiler