Engelleri Aşmak | Aynur Erden

İskele Editörü tarafından yazıldı. Aktif .

 

ENGELLERİ AŞMAK

 Başıboş sayfalar yarattı hayat el değmemiş bir masumiyeti barındırıyordu görünüşünde ve insan bir şeyler karaladı bunların üstüne rengini kendi belirlediği umutlarıyla hayalleri ve seçimleriyle doldurdu sayfaları. Bazıları kirletti saflığı güzelliği katletti bazıları sakladı korudu bazılarıysa sadece izledi kendi hayatına müdahale edecek cesareti bile bulamadı, denileni yaptı düşünmesi gerektiğini düşündü ve sonunda olması gerektiği yerde sanarak kendini başkalarının mutluluğunu kendi mutsuzluğu haline getirdi.

Sayfa sınırlaması olmayan bir sınavda sandık kendimizi yazdık, çizdik, karaladık olmadı dedik yeni bir sayfa istedik yine olmayınca beyaz siyaha bulanınca nefes alamayınca düşler umutlar bize sırtını dönünce bir sayfa daha istedik, bir sayfa ve bir sayfa daha. Ama alsaydı insanoğlu dersini karalamasaydı korkularını, kaybedişlerini, her bir üzüntünün üstünü çizip görmezden gelmeseydi anlamaya çalışsaydı nerde hata yaptığını, kendi kendine yenilişlerinin sebebini kavrasaydı Kısacası yenilmeseydi kendine aşabilseydi engellerini artık yeni bir sayfa hakkı kalmayınca pişmanlıklarla dolu bir hayat bırakmazdı geriye...

Her hayat farklı bir mücadelenin ürünüdür. Bu yüzden, sayfalarımıza akıtılan beyaz herkes de eşit varoluşlar yaratmadı.

Düşünün ki bir sabah kalktığınızda artık ellerinizi kullanamıyorsunuz. O çok sevdiğiniz bardağınıza birinin yardımı olmadan erişip kahve keyfi yapamıyorsunuz. Düşünün ki bir gün renklerinizi kaybettiniz karanlığa mahkûm edildiniz ve göremeyeceksiniz sevdiklerinizi, denizin o eşsiz güzelliği karşısında sıkıntılarınızdan arınma lüksünüz yok artık.

Ve bir ses duydum beynimde dans ederken bu düşünceler, zamanımızın, sayfalarımızın karanlığını düşünürken, bir ses duydum ulaştırmak istediğim ve duyamadığımız daha nice seslerin var olduğunu bildiğim bir haykırıştı.

Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) kura çekim törenine katılan Büşra Aydar'ın okuduğu şiirdi bu. Beynime kazıdığı üç kelime:

''Hor görmeyin beni, Siz de olabilirdiniz benim yerimde Ben de olmak istemedim böyle Ne olur beni hor görmeyin.''

Her birimiz kendi sularımızda boğuluyoruz yarattığımız sorunlarla. Kimimiz bir kaşık suda boğuyor kendini kimimiz okyanus olmuş dertlerinin altında enginlere karışıyor. Bazılarımızsa okyanusta bile bir küçük kayık yaratıp kendine ulaşmaya çalışıyor karaya, yaşamak istiyor ve mücadele ediyor.

Küçük sorunlarla baş ederken sadece kendimize odaklı yaşıyoruz. Benim derdim benim sorunum benim mutluluğum. Farkında olmadan benliğimize gömülüp görmemiz gerekenlerin farkına varamıyoruz.

Herkes farklı hayatlarını tek bir doğruluk çizgisinde yaşamaya çalışıyorken yeri gelince sapıyor çizgisinden; bu ise sayfalarına siyah lekeler akıtıyor. Bize sunulanı hırslarımıza esir edip hor görüyor daha fazlasını isterken elimizdekilerin değerini bilmiyoruz. O ve daha niceleri engellini aştı normal bir insan gibi yaşayabilmek için çabaladı. Üstelik elindekilerin yarattığı boşluk için kendini umutsuzluğun gölgesinde yetiştirmedi. Bir haykırıştı sadece hor görülmek istemedi çabasına destek bekledi.

Normal bir hayat yaşayabilmek için bir umut. Belki de birçoğumuzun yapamadığı bir şeyi başardı o her şeye rağmen umudu döşedi hayatına, bu halde bile kendine yaşam ağacından yemyeşil bir yaprak sakladı.

Şimdi ömrünü bir kitap farz et kaç sayfa daha dolduracağını bilmediğin. Geçmiş zamana açılan kapıları yaprakların aracılığı ile araladığında ellerin, dökülür mutlulukların kederlerin bir bir dizilir önüne. Engellere takılırsan onların yarattığı korkularla yaşarsın. Yüzüstü bırakılmış yalnızlıklar. Kendi içinde çelişen durumlar. Bunların sarmasına izin verme seni. Sadece iyi stratejiye sahip olduğunda yenemez hayat seni oyunu doğru oynarsan kazanırsın. Hem sen aşarsın engelleri hem de saçtığın ışık umut olur. İyiliği hissettiğin ve yardımı esirgemediğin sürece sayfaların anlam bulacak. Bir güneş gibi parlamaya çalışmadıkça

bu ışığın kudretini çevrene verdiğin sıcaklığı, yaşamı hissedemezsin. Onlara sende yardım edebilirsin ama önce kendi engellerinin oluşturduğu seni hapsettiği zincirleri kırmalısın beyninde. Sayfalarını siyahın lanetinden kurtarabilmek için umuda bayrak olabilmek için umudu büyütmelisin içinde.

Bir fırtına bir rüzgâr alır şimdi her yeri, dağıtır anlattıklarımı. Cümleler birbirine girer. Sözcükler yönünü şaşırır. en yüksek sözcükten atlayıp intihara girişir harfler. Anlattıklarımı anlamayı sağlamaz belki de döktüğüm serdiğim düşünceler. Yine de direnirim karanlığa, saklanmaya çalıştığımız gölgelere ve kendime rağmen yazarım belki kalemimim yarattığı izler yolunuza umut olur diye.

 

Aynur Erden

Paylaş

Yazar Hakkında

İskele Editörü

Online dergiler Online dergiler