Zan

Süleyman Kahraman tarafından yazıldı. Aktif .

 

Sen!

Hayatın senin arkadan işleri çevirdiğini mi düşünüyorsun? Kaderinin hiçbir satırının senin için yazılmadığını, felekle tebelleş olmayı hayat CV’nin başköşesine tecrübe olarak yazabilme ihtimalinin yüksek olduğunun farkındalığına eriştiğini mi düşünüyorsun?  Kimsenin seni anlayamayacağını; anlasa bile anlamanın çözmeye yetmeyeceğini mi öğrendin? Yani öylesin ki... Öyle yani yazamaz, yazılamaz, kelimeler kifayesiz...

Söylemek istesem gönüldekini; dilime dolanan ıstırap olur

Yazsaydım derdimin ben bir tekini; ciltlere sığmayan bir kitap olur

Çoğu insan yukarda mübalağ ile sorulan soruları belki, modernizmin getirdiği bireyselliğin daha doğrusu bencilliğin verdiği at gözlüğü ile sadece kendi ile meşveret etmenin bohemyasında evet diyebilir.  Evet... Evetse eğer sen yüzde çok yüksek bir ihtimalle, dizginlerini çoktan sana dayatılan şeylere kaptırmış, küheylan gibi koşan ama gerçeğe veya asıl olana karşı duruşun eşekten ziyade kaplumbağa...

Zira dayatılan o dur ki; Kulakların senin için dinlemeli, gözlerin işine geleni görmeli, beynin senin için ne yapıyorsa yapmalı vs... Bu da böyle olunca sıkıntılarda ya da senin sıkıntı zannettiğin şeylerde haddinden fazla abartılı olarak algı mekanizmanda yankı buluyor. Çünkü sen, sadece sende olanın farkındasın ve yine sen zannında sıkıntı olarak hâsıl olan şeyi, başkalarınınkiyle karşılaştıramamandan ötürü cevabın evet. Çünkü senin en büyük birimin sıkıtıyla alakalı, senin en büyük sıkıntı saydığın şeyden başlıyor.

Şunun farkına varalım. Herkesin hayatında zorluklar var. Ama hepsinin illa ki bir çözümü var. Zaten ispat odur ki sen insansın. Başka bir şeye gerek yok. Biz çözüm zannettiğimiz şeyi her zaman istediğimiz şey ile karıştırıyoruz. Olmayan, olması nâmümkün olan şey olmayınca onu imkânsız görüp, sıkıntılara gark ediyoruz kendimizi.  Sadece ve sadece bir kere nelere aldandığımız hesaplayalım. O zaman göreceğiz ki içimizi burkan bunca şey, aslında zahiri bir göz yanılmasıdır.

Bu bohemiyanın en üstü noktası, çözümsüzlüğün artık tek çözümünün ölüm olduğu belirsizliği de var maalesef. İnsanın hayatta yapabileceği en büyük hata! Dönüşü olmayan tek yol. Dediğim gibi elbette insan hayatta zorluklar çekecek; ama hiç bir zaman unutmamalıdır ki,  hiç bir insanın başkasına göre sahip olduğu şeylerden ötürü ümitsizliğe kapılmasına veya isyan etmesine hakkı yoktur. Bunlar en ucuz çözüm sanılan çözümsüzlüklerdir. Pişmemişlik Mevlana deyimiyle hamlıktır.

İntihara sebep nedir? İnsan kavram mekanizmasını hep “ben”li kurarsa, sebep denen şey çok. Ama şöyle bir nokta var. Sen artık kendine saygı duymayabilirsin, kendinden nefret dahi ediyor olabilirsin. Bu hayata gelmenin ananın babanın lanet olası bir gecelik zevki olarak ucube düşüncelerin olabilir. Tüm bunlar böyleyken bile senin kendi canını almaya hakkın yoktur. Bu hak kimseye verilmemiştir. Zira sen, seni seven insanlara yokluğunla kahredemezsin.  Bunu da bileceksin!  Hayatını “senin nazarında” iki tarafı b.klu deliğe sen getirmişsin ya da muhtemelen sana öyle geliyor; ama en büyük korkaklık olan çekip gitmek senin hakkın değil. Sadece bunun farkında olmak zorundasın.

Zorunluluklarını sen seçemez, red edemezsin. Yapmak zorundasın. İnsanla insan olmayan her şey arasındaki tek fark.  

Saygılarımla...

Yazar Hakkında

Süleyman Kahraman

Süleyman Kahraman

Doğum yeri, kaybedilen toprakların aziz hatıraları sayılacak topraklardır. Daha henüz emekleme safhasında iken Türkiye’ye adım atarak 21 sene T.C topraklarından ayrılmadı. Bir senelik Karl Marx Stadt’da eğitimine yama yaparak, makine mühendisi olma yolunda özgeçmişine bir parantez ekledi. İlkokul ve liseyi İstanbul’dan önceki başkentte, üniversiteyi ise sanayi göbeği Kocaeli’nde okudu. Birkaç deklanşör hamlesiyle fotoğraf işinde amatör, birkaç karalamayla da yazmakta…

 

Kafa Kâğıdı:    

 

 

Online dergiler Online dergiler