Haber Editörü

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Uyandırdığı çağrışımlar itibariyle, demokratik düsturların ve evrensel hukukî değerlerin savunuculuğunu üstlenmesi gereken bir kurum olmasına karşın, günümüze kadar zulümlere minare kılıfı uyduran İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 20 Nisan’da ‘ironik’ bir konferansa ev sahipliği yaptı.

“Öteki-Siz Toplum: Farklı Boyutlarıyla Tek Tipleştirme” başlıklı toplantıda,  zulüm görmesine rağmen boyun eğmemiş ve aidiyetlerini müdafaa etmekten imtina etmemiş kimlik ve figürler konuşulurken, tarihsel süreç içerisinde yaşanmış mezalime matuf teşhis ve tespitlerin yanı sıra, çözüm içeren reçete de sunulmaya çalışıldı. Fakültenin en büyük salonu Amfi 1’de düzenlenen konferansın oturum başkanlığını İÜ Hukuk Fakültesi Medeni Usul Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdürrahim Karslı üstlendi.

Fikir Akademisi ve Genç Hukukçular Kulübünün ortaklaşa tertiplediği programda, konuşmacı olarak; yazar Tarık Tufan, sosyolog Doç. Dr. Ferhat Kentel,  Avukat-Yazar Safa Mürsel ve HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu yer aldı.

Konuşması için ilk olarak Sosyolog Doç. Dr. Ferhat Kentel’e söz verildi.

Türkiye’de özellikle onlar/bizim gibi olmayanlar/nefret ettiklerimizin ötekileri oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Kentel; Maraş, Madımak, Dersim gibi birçok olayın tarihte vuku bulduğunu ifade etti. İnsanın toplumlar haline yaşayan bir varlık olduğunu belirterek belirli kurallara ayak uydurması gerektiğini kaydetti. Ötekiler sorununu sembolikleştirerek anlatan Doç. Dr. Kentel: “Belirli bir yaşayışı olan bir topluma dağın arkasından kendi kültüründen, geleneklerinden, renklerinden farklı bir topluluk geliyor. Bunun sonucunda toplum gelenleri ötekileştirerek kendini tanımlıyor. Düzen bozuluyor.” dedi.

Konuşmanın ardından sözü Yazar Tarık Tufan aldı. Tektipleştirme konusunu, yaşadığı bir hikâyeyle örnekleyen Tufan şunları söyledi:

“İlkokul’da andımızı okuruz. Bir gün andımızı okuma sırası bana geldi. Ben söyleyeceğim kalabalık tekrar edecek. Bende çıktım başladım okumaya. Ortasında unuttum ne söyleyeceğimi. Kitlendim. Ben tekrar başa aldım. Yine aynı yerde takıldım. Sonra beni indirdiler. Öğrenciler arasında andımızı unutan çocuk diye adım çıktı. Bahçenin kutu köşelerinde takılır oldum. Farklılıkların daha ilkel ifade edildiği bir yaştaydık.”

Ötekisiz toplum olmadığını hatırlatan Tufan, ötekileri tanımladıkça ötekilerin arttığını arttıkça da daha çok öteki oluştuğunu belirtti. ‘Ötekiler’ sorununun insanların biyolojik, fiziksel özelliklerini işin içine girdikçe olayın çözümsüzlüğünün arttığını söyledi.

Konuşmanın ardından, Avukat-Yazar Safa Mürsel sözü aldı. Ötekiler konusunun tarih boyunca hep olduğunu söyleyen Mürsel, bu gerçekle insanlarımızın hakkıyla yüzleşemediğini ifade etti. Bediüzzaman’ın ötekileştirmenin baskısını en ağır biçimde yaşayanlardan biri olduğunu vurgulayan Mürsel; “Bediüzzaman’ı itham edenler resmi ideolojiyi kabul etmesi halinde baskılardan kurtulabileceğini belirtmişler, eğer benimsemezsen bizim gibi düşünmeyenleri ezeriz ya bize uyarsın ya da cezanı çeker bedelini ödersin şeklinde açık tehditlere maruz kalmıştır. Bu tehditlere karşı verdiği cevap son derece önemli ve anlamlıdır: ‘Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kainattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse, hayırlı işlerde ve terakkide muvaffak olamaz. Bütün hareketi şer ve tahrip hesabına geçer.’demiş yani özlük kimliği ile toplumun asırlık gerçeklerine ve değerlerine aykırı olarak haksızlık ve zulüm üzerine düzen kurulamayacağını belirtmiştir.” diyerek konuşmasını noktaladı.

Son olarak söz alan Mehmet Bekaroğlu; Said Nursi, Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Deniz Gezmiş gibi ötekileştirilmiş insanları anarak konuşmasına başladı. Politik psikolojiden söz eden Bekaroğlu, mezkûr mefhumun psikanaliz yöntemlerle geliştirilerek oluşturulduğunu söyledi.  Osmanlı’nın parçalanmasının, bugünün politik kültürünü temel olarak belirlediğini kaydeden Bekaroğlu,  modern Türk ulusunun kurulmasıyla bugün siyasetin üzerine oturduğu fay hatlarının oluştuğunu söyledi.

Konferans, konuşmaların ardından, soru-cevap bölümü ve ikram faslı ile sona erdi.

Anna Lind Foundation (ALF) ve European Institute of Mediterranean (EIMed) tarafından beşincisi düzenlenen ve Avrupa-Akdeniz bölgesinde bulunan 42 ülkeden 18-30 yaş arası gençlerin başvurabildiği “Sea of the Words (Kelimelerin Denizi)” kısa hikaye yarışmasında bu sene bir ilk olarak Türkiye’den Ömer Çiftçi “Çiçekler kurumuş mudur? / Would the flowers have really gone dry?” hikayesiyle ilk 14’e kalarak yarışmanın kazananları arasında yer aldı. 

KONFERANS:

MODERNLEŞME, İSLAM VE KAPİTALİZM

Dindar kesimin çuvaldızı bırakıp, iğneyi eline alamadığı konuyu konuşuyoruz: İslam ve liberalizm ilişkisi.

"Dünya öyle bir meta değil ki nizâya değsin." suflesine rağmen 'beyaz'laşan ve sekülerleşmeyle ritim tutturan İslâmi camianın aşil topuğunu kadraja alacağız:

Ahlaki kapitalizm mümkün mü? Son on yıllık süreçte neler değişti? Kıt kaynaklarla karşılanmaya çalışılan sınırsız ihtiyaçlar mı, ihtiraslar mı? "Müselman her şeyin en iyisine lâyıktır" koduyla te'vil edilen tüketim olgusu, akaide ne kadar uygun? Modernleşmenin kartopu ile başlayıp çığa dönüşen ‘daha’ belirteci, insanoğlundan neler götürdü? "O’nu bulan neyi kaybeder, O’nu kaybeden neyi bulur"? 

Eski mücahitlerin müteahhit olmasına atıf yapan yıkıcı tenkitlerle konuşmak yerine; yaraya tuzlukla koşmadan, sığ retoriklere sığınmadan mutedil ve yapıcı üslupla mevzunun tartışılacağı toplantımızda;

Mustafa Akyol [Yazar / Siyaset Bilimcisi]
Selahattin Yusuf [Şair ve Yazar]
Mevlana İdris [Yazar / Hukukçu]
Mehmet Kaplan [Yakın Tarih Uzmanı / Edebiyatçı]

…bizlerle olacak. 

Fikirden önce bilgi sahibi olmak istiyorsanız, 5 Nisan cuma günü saat 14:30'da, İÜ Beyazıt Kampüsü İktisat M1'deyiz.

Görüşmek üzere.. 

Not: Program, İstanbul Üniversitesi dışından katılıma açık; sadece ad-soyadı içeren bir iletinin sdogrul[at]live.com'a gönderilmesi kâfi.

 

 

ÖTEKİ-SİZ TOPLUM

F a r k l ı  B o y u t l a r ı y l a  T e k t i p l e ş t i r m e

Fakülte koridorlarından, meslek hayatına doğru yelken açmış dört yıllık dalgalı yolculukta, iddia ve ideallere sahip arkadaşlarımıza pusula olması için çeşitli etkinlikler organize eden Fikir Akademisi ve Genç Hukukçular Kulübü olarak, özgür ve özgün biçimde düşüncelerin serdedileceği ve de farklı görüşler göz ardı edilmeksizin fikir teatisinin gerçekleştirileceği bir konferans düzenliyoruz.

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana farklı inanç, görüş, etnik köken, cinsiyet... vs. gibi olguların tektipleştirilmeye çalışıldığı ülkemizde, kimsenin "öteki" haline getirilmediği bir toplum düzeni isteyen öğrenciler olarak, örselenmiş kimlikleri konuşacağız.

Meydana getirdiği tedai itibariyle, demokratik düsturların ve evrensel hukukî değerlerin savunuculuğunu üstlenmesi gereken bir kurum olmasına karşın, İÜHF, maalesef zulümlere minare kılıfı uyduran konumda sukut etmiştir. Hukuk Fakültesinin en büyük amfisinde, tarihsel süreç içerisinde yaşanmış mezalime matuf teşhis ve tespitlerin yanı sıra, reçete de sunulmaya çalışılacak; yani yaraya dökülen kolonyanın ardından, çözüm içeren merhemin de sürülmesi temel gayemiz.

Bu çerçevede;

ModeratörProf. Dr. Abdürrahim Karslı
KonuşmacılarProf. Dr. Numan Kurtulmuş, 
Prof. Dr. Mehmet Bekâroğlu, Doç. Dr. Ferhat Kentel, Av. Safa Mürsel, Tarık Tufan


..bizlerle olacak.

Zulüm görmesine rağmen boyun eğmemiş ve aidiyetlerini müdafaa etmekten imtina etmemiş kimlik ve figürler üzerine fikir sahibi olmak istiyorsanız, 20 Nisan cuma günü saat 14:00'te, İÜHF Amfi 1'deyiz.

Görüşmek üzere...
 

http://www.facebook.com/events/280626008688124/ 

 

 

ULUSLARARASI GENÇLİK ŞURASI

 

Bir önceki (Mart) sayımızda bahsettiğim “Uluslararası Gençlik Şurası” 24-27 Mart olarak belirtilen tarihlerde GreenPark Hotel’de gerçekleştirildi.

3 gece- 4 gün süren organizasyon boyunca birbirinden değerli çalışmalara imza atıldı.

Peki neydi bu UGŞ organizasyonu? Bahsedilen değerli çalışmalar hangi mecralarda yapıldı? Organizatörleri kimdi? Ya katılımcılar nerden geliyordu?

Tüm bu sorulara cevap olmasını temenni ettiğim yazımda programımızın genel çerçevesinden bahsedip, ağırlıklı olarak benim başkanlığını yürüttüğüm grubun çalışmalarına değinmeyi planlıyorum.

Öncelikle bu organizasyon, İstanbul Büyükşehir Belediyesi GENÇLİK MECLİSİ’nin yürüttüğü bir çalışmaydı. Tamamen gençliğe hizmeti gaye edinmiş, çoğunun üniversite öğrencisi olduğu bir gönüllü genç kitleden meydana gelen Gençlik Meclisi, bugüne kadar sayısız çalışmaya imza atmış, ilke olarak “Gönülden Gönüllülük” prensibini benimsemiş profesyonel bir yapıdır.

UGŞ programı, 2023 vizyonunu çizmeyi gaye edinmiş Türkiye’nin aktif gençlerinin bu vizyonda söz sahibi olabilmesi için organize edildi. Şu an parlamentodaki milletvekili sayısına denk gelen 550 adet sayıda katılımcısı olan bu organizasyonda 36 yerel ve 6 yabancı bakanlık tartışıldı.

Organizasyonun ana teması “Genç Bakanlar”dı.. Aslında iki anlama gelen bu ifade birinci olarak “Bakan”, ikinci olarak da “Genç bakış” anlamında kullanıldı.

Organizasyon süresince ülkemizdeki mevcut bakanlıklar konuşuldu, çalışmaları değerlendirildi. Enerji Bakanlığı’ndaki arkadaşlarımız son zamanların popüler konusu Nükleer enerjiyi değerlendirirken, Milli Eğitim bakanlığındaki arkadaşlarımız mevcut eğitim sistemini, bu sistemin problemlerini ve sorunlara getirilebilecek olası çözümleri konuştu. “Yerel bakanlıklar”da çalışan arkadaşlarımız, ülkemizde hâlihazırda bulunan bakanlıklarımız değerlendirip, 2023 vizyonunda bu bakanlıkların ne şekilde fonksiyon göstermesi gerektiğine dair çıkarımlarda bulundular.

Peki ya yabancı bakanlıklar?

Deniz bakanlığı, İnsan Kaynakları ve Beceri Geliştirme Bakanlığı, Bilim ve Teknoloji bakanlığı, Mekânsal Planlama ve Çevre bakanlığı, Acil durumlar bakanlığı, Gençlik Bakanlığı olmak üzere 6 farklı bakanlığın değerlendirmeleri yapılarak 2023 Türkiye’sinde bu bakanlıklara ihtiyaç olup olunmadığı belirlendi.

Ben ve grubum Gençlik Bakanlığı’nda çalışan (bize göre) organizasyonun en şanslı kesimiydik. Çünkü ele aldığımız her konu, doğrudan bizi ilgilendiriyordu. İşimiz “Gençlik”ti.

Uzun soluklu toplantılarımızda, Türkiye’nin henüz sahip olmadığı bir “gençlik politikası” nın çizilmesine karar verdik. Bu politikayı çizerken de, yabancı ülkelerdeki politikaları değerlendirerek Türkiye’ye en uygun şekilde entegrasyonunu sağlayabilecek bir rota belirledik. Kıstas olarak aldığımız ülkeler, halihazırda bir “Gençlik Bakanlığı”na sahip olan Kırgızistan ve Almanya oldu.

Bunun haricinde 2023 Türkiye’sinde bir Gençlik Bakanlığı kurulmasını talep ettik. Yapılan istatistiksel çalışmalar gösteriyor ki, ülkemiz 2023 yılında %70’lere dayanan bir genç popülasyona sahip olacak. Ve bizler de popülasyonda böyle büyük bir yere sahip olan gençlerin hükümet bazında bir temsilcisi olacağına inandığımız “Gençlik Bakanlığı”nın kurulmasını talep eden bildirgemizi organizasyon bitiminde ilgililere teslim ettik.

Artık bu çalışmalar üst makamların ellerinde.

Bizler çalışmayı bırakmadık, bırakmayacağız.

Ümit ediyoruz ki, 2023 Türkiye’sinin vizyonu adına ülkemizin dinamikleri olan biz gençlerin yapmış olduğu çalışmalar en yakın zamanda meyvelerini verir.

Ahh unutmadan, Gençlik bakanlığı olarak belirlediğimiz sloganımızı sizlerle de paylaşmak isteriz. “Do what you love, love what you do!” (sevdiğin işi yap,yaptığın işi sev)!

Esra Matur

Mekân ve İnsan İlişkisi | Şehir ve Modernite | İktidar ve Mimari | Betonkent | Ekümenopolis | "Dünyayı Güzelleştirmek" | Kimliksiz Şehirler | Kentsel Dönüşüm | Ahenk ve Sükûnet | Apartman Hayat Tarzı | Mahalle Kültürü | Kalkınmacı Ekonomi Anlayışı | TOKİ Bitki Örtüsü | Global Mutasyon | Felsefî ve Tarihî Arkaplanıyla Şehir Mefhumu | Mekânın Ruhu | "Ah Istanbul"

Üç farklı okuma grubu olarak, şehir teması üzerine haftalardır sürdürdüğümüz tahlilleri paylaşmak, yaptığımız tespitleri sizlerle teati etmek arzusundayız.

Eğer yukarıda yazılı hususlar sizin de zihninizi zonklatıyorsa, 11 Aralık çarşamba günü saat 12.00'de, MÜHF Farazi Mahkeme Salonunda görüşelim.

*

K A T I L I M C I L A R :

• Fikir Adası ~ Sosyokültürel ve Felsefî Açıdan Mekân Kavramı

• Tanık Hukuk Topluluğu ~ İktidar ve Mimarî İlişkisi

• Türkiye Yazarlar Birliği Gençlik Platformu ~ Modernite Bağlamında Şehir Tasavvuru

 

Not:

Konuyla İlgili Olarak Şehir Özel Dosyası ve Kitap Tahlil Notlarını İnceleyebilirsiniz.

Online dergiler Online dergiler